Yıllar önce yazmış bunu Dostoyevski. Psikanalizin en güzel ve en ilginç örneklerinden biri. Ve her insanın içinde bir 'öteki' vardır. Ve bu öteki hep sizinle, sizin içinizde, sizden biri. Bu kitabı okuyup insanın içinde farklı bir 'ben' kavramını zaman zaman ortaya çıkartarak o ben ile yaşama isteği ile karşılaşıyorsunuz.Kahramanımız Golyadkin, kendi içinde öyle bocalamalardan geçiyor ki, bir an neler olduğunu idrak edemiyorsunuz sizde onunla beraber. Şizofren diye düşündüm ama hiç farklı iki karakteri aynı bedende yaşamak isteyip yaşayamayan bir kahraman olabileceğini düşünmedim. Sanırım hepimizin içinde yaşamak isteyip aslında yaşayamadığımız yanlarımızı barındıran bir ben var. Ve bu öteki ben, sizin daima arkadaşınız daima düşmanınız. Öteki 'nin hangisi olduğuna karar vermek ise sizin elinizde. Kitap bittiğinde düşündüğüm tek şey: Bir insan şizofren ise nasıl bu kadar iyi cümleler kurup şizofreniyi anlatabiliyor? Eğer şizofren değilse, bir ruhsal hastalığı nasıl böyle analiz etmiş ve yazabilmiş? Her iki türlü işin içinden çıkamadım. Düşünün ; bir gün size ikiziniz kadar benzeyen biri karşınıza çıkar ve sizin hayattaki isminizi, işinizi, kariyerinizi, toplumdaki statünüzü ele geçirir ve sizi bir paçavra gibi kenara atar..