Bir yangına müdahale edip söndüren iki itfaiye eri karşı karşıya gelir. Birinin yüzü isten kapkaradır.Diğerinin yüzü ise tertemiz. Sizce hangisi ilk olarak yüzünü yıkar? Tabii ki yüzü temiz olan. Çünkü o kendi yüzünü görmez. Arkadaşının yüzündeki isi görünce kendi yüzünü de kirli sanır ve gider ilk o yıkar. Kirli olan ise arkadaşının yüzünü temiz gördüğü için kendi yüzünü yıkamayı düşünmez. Aynı bu örnekte olduğu gibi kendimize körüz.
Sizce ?
Çocuğun anneyle kuracağı doğru dürüst bir toplumsal ilişki nasıl bir şeydir ?
Sayfa 11 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Âşık olduğunuzdan emin misiniz? Bunu nasıl bilebilirsiniz? Sizce aşk o kadar basit bir şey mi?
Sayfa 239 - YKYKitabı okudu
Aşık olduğunuza emin misiniz? Bunu nasıl bilebilirsiniz? Sizce aşk o kadar basit bir şey mi ?
Sayfa 239 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
- Bu iyi hal indirimi başka nasıl etkiler doğuruyor sizce? Mesela bu suçu işleyecek olanları bu indirim cesaretlendiriyor olabilir mi? Aslında ceza'nın kendisi de çok caydırmıyor. Niye caydırmıyor mesela? Bizim fakültede ceza hocamız "Toplumun kabul etmeyeceği (hırsızlık tecavüz) suçlar işlendiğinde bunu yapan kişiye 20-25 yıl hapis cezası vermek mi ona büyük cezadır; yoksa bir gün "ben bir çocuğu istismar ettim" yazıp sırtına asmamız mı büyük cezadır?" derdi. Dolayısıyla onu cezaevine atmak, indirim yapmak, yapmamak meselesi değil. Toplumsal anlamda bu zihniyet değişmediği sürece (toplumun cinselliği yaklaşımı gibi) bunlara ömür boyu da ceza verseniz çıktığında yine yapacak.
Sayfa 145 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Taif'te, çocuklar tarafından taşlanıyor, aşağılanıyordu. Öz saygınızla ayaktakımından üç beş kişinin, çocukları kışkırtarak sizi bölgeden çıkana kadar taşlattığını hayal eder misiniz? Peşinizde çocuklar, ellerinde taşlarla bir beldenin sonuna kadar sizi kovalıyorlar ve siz de koşarak oradan uzaklaşıyorsunuz. Canımız sana feda olsun ey Allah'ın Rasûlü! Ben hayal etmeye dahi dayanamıyorum, O nasıl dayandı? Bu itibar suikastına neden maruz kaldı? Başlangıçta menfaatlerle dolu teklifleri kabul etseydi, bunları yaşar mıydı? Sizce bir "sahtekârın" hayat öyküsü böyle mi olur? Hâşâ ve kella!..
Sayfa 258
Aşık olduğunuza emin misiniz? Bunu nasıl bilebilirsiniz? Sizce aşk o kadar basit bir şey mi?
Sayfa 140 - PDFKitabı okudu
-Birini bekliyorsunuz. Bilal önüne baktı. -Haklısınız. Kendimi bildiğim günden beri bekliyorum. Onu nerede, nasıl arayacağımı bilemediğim için. -Sizce o da sizi arıyor mu? Bilal buruk bir sesle cevap verdi, başı önünde. -Hiç sanmam, ama beklemek zorundayım. Kadın alçak bir ses tonuyla cevap verdi. -O da sizi aramaya çıkmadıkça buluşmanız zor. Bir an duraksadı. -Belki de kendinizi ona duyuramadınız. Bilal başını salladı. -Belki, ama gelmeyecek de olsa beklemek zorundayım, yoksa yaşayamam. -Beklerken yaşayabiliyor musunuz?
Sayfa 104Kitabı okudu
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Reklam
Aileler genellikle şunları söylüyor: Yemedik yediriyoruz, içmedik içiriyoruz, giymedik giydiriyoruz. Peki, hiç sevgi görmedik, gösteriyoruz diyene rastladınız mı? Ben rastlamadım da!..Çocuklarımızı yanlış yetiştirmek gibi bir hakkımız var mı sizce? Arabamız arıza yaptığında hemen tamirciye götürüyoruz, lastik patladığında hemen lastikçiye götürüyoruz, evde en ufak bir şey bozulduğunda usta çağırıyoruz...Nasıl ki bir lastiği bile patlak olan araba ilerleyemezse; ilişkileri problemli ailede de çocuk sağlıklı bir şekilde büyüyemez.Peki, ne zaman göstereceksin sevgini, ölünce mi? Bizim köyde biri öldüğü zaman yakınları cenazenin arkasından çığlık atarlar, bırakıp gitme diye feryat eder. Dizlerine vururlar. Bu ne demek şimdi? Ben söyleyeyim: Yaşarken gösterilmesi gereken perakende sevginin toptan sunumu! Peki, bunun kime, ne faydası var? O yüzden sağken yap ne yapacaksan. Sağken sun tüm güzellikleri, sağken yaşat içindeki engüzel sevgiyi.
Sizce? Tüm kitabı alıntılamamak için zor duruyorum.
Ölümün uyku hali olduğunu sanmak da düşünen bir varlığa hiç yakışmıyor. Uykuya hiç benzemediğine göre neden öyle olsun? Uykuyu uyku yapan, sonunda insanın uyanmasıdır, oysa, bilindiği üzere, şimdiye kadar ölümden uyanana rastlanmadı. Ölüm uykuya benziyorsa, ölümden uyanacağımızı varsaymamız gerekirdi. Her şey bir yana, normal insanın düşündüğü bu değildir: O, ölümü, uyanılmayan bir uyku olarak tahayyül eder, bununsa hiçbir anlamı yok. Söylediğim gibi, ölüm uykuya benzemez, çünkü insan uykuda canlıdır ve uyur haldedir; insanın nasıl olup da uykuyu şuna ya da buna benzetebildiğini çok merak ediyorum, çünkü ne ölüm tecrübe edilebilir, ne de ona benzeyen herhangi bir şey.
Kupkuru bir çölün bir vahaya dönüşüp yeniden yaşamaya başlama umudu nasıl bir şeydir sizce?
“Aşk sizce ne demek? Nasıl tanımlarsınız bu benzersiz duyguyu?” “Ayaklarımızın altında bir zemin yok artık. Bir çatımız da. Gelecek yok. Geçmişin izleriyse çoktan silinmeye başladı. Aşk, bize bu sonsuz boşlukta ev olacak tek şey.”
Sayfa 63 - İletişimKitabı okudu
Resim