Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bilinçli yalnızlık, yaratıcı yalnızlık halini aldığında bambaşka bir yaşam deneyimi elde edilir. Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır. Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler... Dinlenmek için beş dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler'i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti? Bütün bu büyük eserler, derin bir düşünmenin, yalnızlığa çekilmenin, içe dönmenin ve yaratım sürecinde stres yapmadan acele etmeden durabilmenin, bu süreci yönetebilmenin bir sonucu değil mi?
Islam hayatımızın ne kadarında?
Okuyoruz, anliyoruz. Öğreniyor muyuz? Uyguluyor muyuz? Unutuyor muyuz? Aldırış ediyor muyuz? İslami gerçekten benimsemiş birisi sizce elinden geldiğince Islama zarar veren şahıs ve şirkerlere önlem almamalı mi? Örnekler veriyim. 1-YemekSepetinin eski sahibi şimdiki Ceosu. Islami degerlere ve kitleye aşşağalayıcı söylemlerde bulundu. Hanginiz online sipariş verirken buna dikkat ediyor? 2- Islami değerleri yere seren oyuncular muzisyenler vb. Bir markanın reklam filminde oynadıgında neden o mardan alışveriş yapmaya devam ediyorsunuz? Seytan ve Deccal cevresindekileri öyle bir seviyeye getiriyor ki Şeytanın Avukatı filmindeki gibi insan başta asla yapmam dediği seyi yapmaya başliyor. İnsanlar namaz kılıp cenneti garantilediğini mi düşünüyor acaba? Namaz bizim görevimiz yolumuzda oldugumuzun göstergesi. Kuran-ı Kerimi düzgün okuyup görün.
Reklam
Altıncı Koğuş'un bende bıraktıkları ;(
~ Bütün kitaplar mutluluk arayışı üzerine. Herkes tanımlamaya çalışmış. Herkesin bir yorumu var. Ama kimse mutlu değil. Kızım ortaokula başlarken bir form doldurduk. Aklımda kaldığı kadarıyla; Soru şu: Çocuğunuzun ileride nasıl olmasını istiyorsunuz? Cevabım: İlgi alanını bulup o konuda uzmanlaşmasını ve başarılı olmasını istiyorum. Rehber ögretmeni dedi ki herkes mutlu olmasını istiyorum yazmış 😇 Sizce inandırıcı mı tüm velilerin çocuklarının mutlu olmasını istiyor olması? Amaçları gercekten mutluluk mu? Herkes çocuğunun mutlu olmasını ister de bu kadar rekabet nedir o zaman veliler arasında? Çocuğun notu düşük geldiğinde neden öğretmen sorgulanır? Belki çocuk halinden o kadar mutlu ki o not ona yetiyor. °Hayatımızı mutlu geçirmek zorunda mıyız? °Mutluluğu ararken ödediğimiz bedeller ne olacak? °Mutluluğun sınırı var mı? °Altıncı Koğuş okumak bana ağır gelmiş olabilir mi 🥹
Sizce de Bence mi?
Hayatta çocukluktan beri başarılı olmuş bireyler ve bu başarısıyla çok güzel şeyler kazanmış bireyler var. Yani bir şeyleri emeğinin hakkıyla gelmiş ve almış… Bu başarısı ikili ilişkilerinde de devam edeceğini düşünebilir. Yani iyilik yapmak, birine yardım etmek vs. Bunun sonucunda da karşılık bekleniyor. Bir teşekkür veya yardımına yardımıyla karşılık. Ama gelin görün ki iş hayatında olduğu gibi sosyal ilişkilerde herkesin matematiği ve karşılığı farklıdır. Kimi teşekkür eder kimi etmez kimi senin yardımını beğenir kimi ise şöyle olsa daha iyi olurdu der… Karşılık almak güzel bir şey ama bizim yaptığımızda dışarda bir karşılığı olmayabilir. Yardım etmek istiyorsan yardım et ama karşılık beklemeden yapmak gerekir iyilik yap ama neden bir teşekkür bile etmedi deme… dışardan onay beklemek bir karşılık beklemek gibi bir şeydir. İki kere iki dört olabilir fakat ilişkilerde bu ya katlanır ya da sıfırlanır. Ben bir şeyler yaptım bunu istediğim için öyle doğru olduğuna inandığım için ve hiçbir geri dönüş beklemeden… Kimseden onay beklemedim çünkü kendi yaptığımdan en başta ben tatmin oldum.
Zaman
Zamanı var eden bizken neden ha bire geç ya da erken diyoruz ki, çok saçma değil mi sizce de?
Sizce Medeni Kanunda eşcinsellikle ilgili düzenlemeler yer almalı mıdır? Neden?
Reklam
Sizce erginlik yaşı 18 üstüne çıkarılmalı mıdır? Yoksa sabit mi kalmalıdır? Neden?
Ho’oponopono Araştırmanızı Tavsiye ediyorum.
Sizce yaşadığımız tüm olumsuzlukların tek sorumlusu başımıza gelenler midir? Peki, olanlarda bizim de payımız varsa bu, bizi suçlu yapar mı? Zihnimiz bu sorulara cevap ararken kendimizi nasıl iyi hissedeceğiz? Belki de işin sırrı; sebepler, kurbanlar aramak yerine fark etmek, kabullenmek, affetmek ve kurtulmaktır! Kısa bilgi olarak : Şifalanmayı, arınmayı, dönüşümü amaçlayan bir teknik; iyi yaşama sanatı olarak da tanımlanabilir. Ho'oponopono öğretisini keşfetmek için öncelikle ismin etimolojik kökenlerine bakabiliriz. "Ho'o" sözcüğü Hawaii dilinde "neden" demektir. "Ponopono" ise "mükemmellik" anlamına gelir. Sözcüğü Türkçeye "nedenleri mükemmel hâle getirme" şeklinde çevirebiliriz. Zaten ho'oponopono felsefesi; yaşamak için mükemmel nedenler yaratmayı, hayattaki yanlışları düzeltmeyi, affetmeyi, sevmeyi ve şükretmeyi öğretir. Şu da bir gerçek maalesef ülkemizde herkes herşeyi biliyor ve çoğu ticari amaçla dikkat edin. Dolandırılmayın! :)
Shall we dance?
+:Sizce insanlar neden evleniyor olabilir? -:Tutku. +:Hayır. -: Bu ilginç çünkü romantik olduğunuzu düşünüyordum. Neden peki? +: Çünkü hayatımızda bir tanığa ihtiyacımız var. Gezegende milyarlarca insan var.Peki bir tek yaşamın ne gibi önemi olabilir? Ama evlilikte her şeyle ilgilenmeye söz veriyorsunuz. İyi şeylerle, kötü şeylerle, korkunç şeylerle,sıradan şeylerle. Hepsiyle,her zaman,her gün. Diyorsunuz ki " Senin yaşadığını fark eden biri olacak. Çünkü ben varım. Hayatına tanıklık eden biri var.Senin tanığın benim."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.