Beyaz Kitap - Han Kang
Beyaz sadece masumiyeti mi anlatır sizce? Peki ölüm, sessizlik bunların rengi nedir? Hiç düşündünüz mü? Han Kang düşünmüş.
Beyaz olan şeyleri anlamlandırmak için çıkmış yola Han Kang. Kefen, tuz, zıbın, kağıt gibi somut şeylerin yanında sessizlik gibi, gülümseme gibi soyut kavramları da beyaz ile anlatmış. Bu şekilde anlatınca çok yüzeysel ve sığ gibi görünüyor kitap. Ama öyle değil. Her bir imge öyle güzel kurmacalarla birbirine bağlanıyor ki hayran kaldım. Her biri imgeyi uzatmadan, net ve kısa bir şekilde okuyucuya da açıklamış yazar. Bu beyaz imgelerle bazen çaresizliğini, bazen yeniden doğuşunu, bazen de sıradan şeyleri bize bir masal gibi fısıldamış.
Mutlaka okuyun demek biraz iddialı olacak ama okuduğum için mutsuz olmadığım bir kitap oldu. Altında yatanları anlamaya çalışmak bana, üniversite yıllarındaki gibi alt metin çalışmaları yaptığımız günleri anımsattı. İyi geldi.
Karar sizin dostlar.
Beyaz KitapHan Kang · April Yayıncılık · 2021587 okunma
1881 selanikte kocakasım mahallesi, ıslahhane caddesindeki üç katlı pembe evde bir türk çocuğu dünyaya geldi. ailesi ona Mustafa adını verdi.
1886 Mustafa selanikte önce mahalle mektebine sonra babasının isteği ile şemsi efendi mektebine geçti ve ilkokulu burada bitirdi.
1888 Mustafa'nın babası ali rıza efendi Mustafa yedi
HAYSİYETSİZ MÜSLÜMANLARIN ŞEREFLİ PEYGAMBERİ 3 (Oku ve UTAN)
BENİ KURAYZA GAZASI
(Kutsal Katliam)
Hicret’in 5. Senesi, Zilkade Ayı (Milâdî 627)
Benî Kurayza Yahudilerinin Peygamber Efendimiz (sav) le olan anlaşmalarına gö¬re, Hendek Muharebesi’nde düşman tarafından sarılan Medine’yi Müslü¬manlarla el ele vererek müdafaa etmeleri gerekiyordu.(1)
Sizce AŞK nedir diye sorsam bir çok farklı cevap verirsiniz. Peki; aşkın çeyrek asır birbirine kavuşmak için yaşadığından bile emin olmadan beklenebilecek olduğunu hiç düşündünüz mü? Bir babanın evladından habersiz 25 yıl sonra cenazesine katılabileceği aklınıza geldi mi hiç? Bir kadının sen varsan bülbül olurum sen yoksan dilim lal olur deyip 25
Sizce zaman nedir?
Hep bir başı ve muhakkak sonu olduğuna inandığımız yaşam kabiliyetinin, bizi bir çırpıda -bizi binlerce çırpıda nasıl şaşkına çevirebileceğini sindire sindire izlediğimiz o geçit töreni. Diyeceğim o ki
: Yaşam ve ölüm arasında küçük bir espri yaptı biri ve milyar yıl uzadı bu şakanın kritiği.