Cesaret denen şey yok sizde. İsteseniz İspanyol'u devirebilirsiniz ama yapmayacaksınız. Şerefiniz yok. Cojones yok. Tanrı'nın adını kullanarak masumları ateşe verirken cesursunuz bir tek.
Varlıklı bir aileden gelen Humphrey Van Weyden, geçirdiği deniz kazasının ardından Hayalet adlı uskunanın kaptanı Wolf Larsen tarafından kurtarılır. Humphrey kurtulduğunu sanırken aslında daha büyük bir kabusa yelken açtığının farkında değildir. kaptan Wolf kurtarma bedeli olarak Weyden'i uskunasında kamarot olamaya zorlar. Hayatı boyunca eli sıcak sudan soğuk suya koyulmayan Humphrey Van Weyden, uskunanın neredeyse tüm ayak işlerini yapmaya başlar. Peki Van Humphrey bu durumdan kurtulmayı başaracak mıdır?
Weyden hayatı kutsal bulan bir kişilik onun aksine Larsen sadece var olmaya odaklı bunun öyle kutsal yada değerli bir şey olduğunu düşünmüyor. Larsen inanılmaz güçlü ve kötü bir karakter, Weyden ise bir o kadar zayıf ve iyi. ikisi arasındaki savaş yalnızca zayıf ve güçlünün, iyi ve kötünün savaşı değil çünkü Larsen her ne kadar şiddet düşkünü bir kaptan gibi görünsede oldukça bilgili bir adam bu durum haliyle Weyden için çok ilginç. Yani larsenle fikirleri de tartışmak zorunda.
Kitabı okurken bu tartışmalardan inanılmaz bir zevk alacaksınız. Larsen'in kıvrak zekası ve hazır cevaplılığı sizi mest edecek. Kitabın içerisindeki şiddet yeterli dozda. Bu şiddet ve kötülüğü okuduğunuz zaman Weyden ile sizde hayretler içerisinde kalıyorsunuz. Jack London bu kötülüğü çok iyi ele almış. Weyden ve Larsen -özellikle Larsen- çok iyi kurgulanmış karakterler. Her kitapta aklınızda uzun süre kalan bir karakter olur benim için bu kitaptaki karakter kesinlikle Larsen. Oldukça sürükleyici ve temiz dille yazılmış bir kitaptı. Keyifli okumalar.
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20147,1bin okunma