Hani Aristo der ya "İnsan doğası gereği bilmek ister." diye , katılmakla beraber her şeyden önce "İnsan doğası gereği bilinmek de ister." Şuan bu satırları yazıyor olmamın gereği bile bu. Hepimiz bilinmek isteriz. Başarılarımız bilinsin, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz bilinsin isteriz. İnsanlar beni anlasın, benden haberdâr
Hiçleşmek ve Zamanı Durdurmak Üzerine.
Hafif soğuk bir gece yarısında balkonda elinizde kahveniz, önünüzde kitabınız ve kulağınızda çalacak ânı tatlandıran bir müzikle günün ve zihnin yorgunluğunu atmak için can atıyor olmalı birçoğunuz, en azından öyle umuyorum. Bazen hayatın akışına kendimizi gereksiz bir ölçüde kaptırabiliyoruz, bu gibi anlarda şöyle bir soluklanıp zamanı kısacık da
Güzel bir tütsü yakmışlar sizi uyandirmadan evvel, tatlı seslerle çağırıyorlar. Uyanınca ilk işiniz abdest almak oluyor. Gül yaprakları koymuşlar ibriğin içine, berrak sularla abdest alıyorsunuz. Dünyanın en güzel işlemeli yumuşacık seccadeleri, inciden tesbihler. Beraber dua ediyorsunuz. Sonra sizi elinizden tutup ilim meclislerine götürüyorlar.
Sonra bana eski Keldani, Asuri, Süryani, Ezidi, Avesta, Kürt, Arap, Fars ve daha anlamadığım birçok dilde beyitler okuyor. Bu adama hayranlığımın giderek arttığını hissediyorum, artık ortadan kalkmış, kaybolmuş diller bile belleğinde. Melek Tavus’un diğer meleklerden farkını sorma cesaretini gösteriyorum. Çünkü diyor, hem iyiliği hem kötülüğü
Kitap Yazmak ve Yayınevi hikayesi
Arkadaşlar şimdi size bir yazar ya da yayınevinin kitap yolculuğunun hikayesini anlatacağım. Umarım okursunuz. Eminim hepinizin işine yarayacaktır.
1. Diyelim ki bir kitap yazdınız peki sonra ne olacak?
Kitabınızı baskıya hazır olacak şekilde düzenlemeli ve içeriğini tamamlamalısınız. Sonra kitabınızı ve sizi kısaca tanıtacak şekilde bir Kitap
Bibliyoman (:
(...)
- Ne var bunda. Keşke yurdumuzun insanları, herkes, sizin gibi kitapsever olsa.
- Yoo.. o kadar kolay değil. Basit değil... bakın Ben size anlatayım. Bu bir hastalık. Üstelik alanındaki benzerlerine nazaran en hafifi.
- Başka türleri de mi var.
- Ohoo. Çok var, çok... Şimdi size kısaca tarif edeyim. Kitapçalarlar vardır. Bunlar normal yollardan kitap sahibi olmak istemez. İlla ki çalacak, ancak o zaman tatmin olur.
-Yok, ya!..
- Evet öyle... Kitap delileri vardır meselâ. Bunlarda kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar, seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. Bazıları da kitapgizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez, kıskanırlar. Kitap düşmanları vardır kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. Sonra kitap yakanlar, kitap yırtanlar..
- Vay be!.. Ama bunlar çok af edersiniz, yani bir tür manyak oluyor değil mi?
- Elbette.. Nasılsa içlerinde Ben de varım.
- Sizinkisi hangi sınıfa giriyordu.
- Benimki en zararsızı. Kitapsever, tutkun. Kitapları seçip alırlar ama kafalarına koydukları kitaba sahip olmak için her fedakârlığa katlanırlar. Sahip oldukları kitaplardan başkalarına övgüyle bahsetmekten hoşlanırlar.
- Ne güzel... Kim bilir Ne Çok kitabınız vardır.
- bir zamanlar vardı.
...
Sayfa 76
