Süleyman KÖSE

Pozitifin de negatifin de tek boyutluluğu hayatın çok boyutluluğunun hakkını veremez. Yaşam sanatı hayatın her iki yanıyla da geçinebilmeyi gerektirir.
Reklam
Mutlulukta hermönetik bir yük vardır. Başka her şeyden fazla yoruma bağlıdır. Normatif ön koşullar tartışmalıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mutluluğun trajedisi, modern mutluluk kavramının insanları sistematik olarak mutsuzluğa sürüklemesidir.
En vahimi birçoklarının mutluluktan tam da bunu ummasıdır, kesintisiz hoşluk hali, daimi neşe… Ne var ki mutluluğu bir tür daimi zevkte aramak, mutsuzluğun en emin yoludur.
Reklam
Mutsuz kişi modern vebaya yakalanmış demektir, cüzzamlı gibi davranılır ona. İnsanlar ondan uzak durmayı tercih ederler.
Hiçbir mutluluk ana giremeyenler üzerinde yani toplumda, hele dünya toplumunda en berbat koşulların mutsuzluğu ile yaşamak zorunda olanların üzerinde nasıl etki yarattıklarına kayıtsızdırlar. “Mutluluğun gölgeli yanları” olmaz öyle şey. Yine de oluyorsa insanın kendi suçudur. Kendi mahvına neden olacak şekilde refüze ediyordur mutluluğunu, yeterince çaba göstermiyordur, envai çeşit mutluluk rehberini yeterince dikkatli okumamıştır, belki de mutluluğu kabiliyetsizdir, genetik bir kusuru üzücü bir sosyal engeli vardır. Basitçe talihsizdir belki de ama o da benim sorunum degildir.
Bunları söylerken bir köşeye çekilip zamanın geçişine izleyici olmaktan bahsetmiyorum kesinlikle. Bilakis “başına gelenleri abartmadan, düştüğün yere saplanmadan, çok da hadise çıkarmadan devam etmekten söz ediyorum. Zamanla birlikte akmaktan yani…
Dünyanın sonundan başka hiçbir şey dünyanın sonu degildir.
Reklam
Korktuğun başına gelir diye boşuna dememiş atalar. İnsanın düşündüklerine gerçekten de dikkat etmesi gerekiyor Osman.
Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgili kesin bir biçimde “Ben olsam şöyle yapardım.” dediklerinde ise artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum. Hayat yeri gelince insanın ağzını burnunu öyle yamultur ki feleğini şaşarsın.
Tebdil-i benlikte hemen her zamam ferahlık vardır Osman. Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. “Ben söyle biriyim, ben böyle biriyim.” diye sürekli konuşmalarına da tahammül edemiyorum.
Korkularımızın ve arzularımızın altını kısabilirsek biraz daha mutlu yaşayabiliriz Osman…
Olayların etkisi tamamen bizim onu nasıl tarif ettiğimiz ile ilgili. Öldü, düştü, parçalandı diye anlattığında trajik olacak bir şey, uçtu dediğinde bambaşka bir his bırakıyor. Artık seçtiğim kelimelere daha çok dikkat ediyorum.
471 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.