“Artık akmayan bu zaman başka türlü nasıl öldürülür? Bu bitmez tükenmez pazarlarda var olma acısı kendini tümüyle gösterir. Bazen bir şey içinde kendimizi unutmayı başarırız ama dünya içinde kendimize nasıl unutabiliriz? Bu olanaksızlık o acının tanımıdır. Bu acının yakaladığı kimse hiçbir zaman iyileşmeyecektir, evren tamamıyla değişse bile. Değişmesi gereken yüreğidir oysa yürek değişmez, onun özünde var olmanın tek bir anlamı vardır: Acısına gömülmek. Gündelik bir nirvanaya varma talimi onu geçersizliğin algısına yüceltene dek…”
“Elbette, bir gün ölümle karşılaşırsam ki karşılaşacağım önemli değil; önemli olan şu ki benim yaşamım veya ölümüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyecek…”
“Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek gitmek mi, yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?”