Aşk her şeyden evvel hissî bir alışkanlıktır. Gözlerimiz belli bir güzelin yüzüne alışır; muhayyelemiz belli bir hava içinde sarılı kalır; kalbimiz yalnız bir sesin, bir ismin tiryakisi olur ve işte, bunu değiştirmek zorunluluğu başgösterince insan kendisini çırılçıplak soyulup evinden sokağa atılmış, kimsesiz, avare yaşamaya mahkûm olmuş hisseder.
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu; Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu! Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama, Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Reklam
Türk milletine bu düşmanlarından intikamlarının en tatlısını, en seçkinini, en incesini almak nasip olmuştur. Onların gözü önünde günlerce, haftalarca, aylarca, eşsiz zaferin coşkun şenliklerini yapmıştır.
Sayfa 281Kitabı okudu
Zafer müjdesi bir İstanbul göklerinde harikulade bir hava hadisesi gibiydi. Bu hadise yeni bir dünyanın başladığına mı, yoksa eski bir dünyanın bitmek üzere olduğuna mu alametti?
Sayfa 270Kitabı okudu
Büyük felaketler gibi, büyük saadetlere de güç inanılır ve güç alışılır. Sevincin fazlası bir çeşit ıstıraptır. Onun içindir ki, İstanbul sokaklarında gözlerinden tatlı yaşlar akan insanlara rastlanıyor.
İnsanın kalbi ne acayiptir. Bir vakit onun ıstırabına sebep olan şey, başka bir vakit sevinmesine sebep oluyor.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.