Yaşamsal önem taşıyan kararlar konusunda kendisine danışılmayan Sofya askeri ataşesi olarak, Mustafa Kemal kendisini bir kenara itenleri özel olarak eleştirmek lüksünü yaşayabilirdi. Aynı zamanda da kendisine ön cephede bir görev verilmesi için İstanbul' daki Harbiye Nazırlığına baskı yapıyordu. Enver ise askeri ataşelik görevinin daha önemli olduğunu söyleyerek reddediyordu.41 Mustafa Kemal yaşamöyküsü yazarı Hikmet Bayur' a, Bingazi seferinde n tanıdığı ve Enver' in Teşkilat -ı Mahsusa' sının ilk başkanı olan Süleyman Askeri aracılığıyla Enver'e ulaşmaya çalıştığını anlatmıştı. Makedonya'da Sırp yönetimine42 karşı bir halk direnişi yaratmak için çalıştıktan sonra Sofya'dan geçen Süleyman Askeri'den, kendisine Mezopotamya'da (Irak) bir komutanlık görevi verilmesi için Enver'i ikna etmesini istemişti. Ama Basra komutanı ve valisi olarak atanan, Askeri'nin kendisi oldu.
Balkan Harbi’nin kaybedilmesinde, ordunun yapısal meseleleri ve çözüm yolları üzerinde düşünürken, Mehmet Nuri Conker bu konuları ele alıp tartıştığı Zabit ve Kumandan adlı eserini yayınlar. Sofya Askerî Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal; eseri okurken kendi düşüncelerini, değerlendirmelerini kaydeder. İleride yayınlamayı planlar. Nitekim, bu bu düşüncesini hayata geçirir ve Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl adıyla 1918’de yayımlama imkânını bulur.
önsöz vKitabı okudu
Reklam
Antranik Ozanyan'ın Balkan Savaşı esnasında gerçekleştirdiği önemli faaliyetlerinden biri de Makedonya ve Trakya'dan topladığı önemli miktarda silah ve cephaneyi İstanbul ve Anadolu'daki Ermeni komitecilerine göndermesidir. Savaş sırasında Türk ordusu geri çekilirken çok önemli miktarda silah ve mühimmatı geride bırakmış ve bunlar düşmanların eline geçmiştir. Nitekim 1914'te Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal'in raporlarında Bulgar ordusunda yer alan Osmanlı Devletine ait silah ve mühimmatın miktarı ayrıntıları ile açıklanmıştır.⁸⁰
Sayfa 136 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
ATSIZ'A YAPIŞTIRILAN ETİKETLERDEN BİRİ İstanbul'a izinli geldiğim günlerde ilk kitabım da yayınlanmış bulunuyordu. Bir yıl önce tefrika edilmiş olan bu kitap, Binbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) Bey'in, Sofya askerî ataşesi olarak Bulgaristan'daki faaliyetlerini ve hayatını ele almaktaydı. Türkiye Yayınevi bu kitabı basma arzusunu
152 syf.
·
Puan vermedi
Lilyana Serafimova (Лиляна Серафимова) Bulgar bir kadın yazar. Eserin orijinal adı "Обречената любов на Ататюрк" yani "Atatürk'ün lanetli(mahkum) aşkı". Türk okuruna bu isim sert geleceği için muhtemeldir ki "Atatürk'ün umutsuz aşkı" olarak tercüme edilmiş. Ya da Bulgarca nasıl bir dilse "mahkum-umutsuz
Mustafa Kemal ve Miti Kovaçeva
Mustafa Kemal ve Miti KovaçevaLiliana Serafimova · Doğan Yayınları · 200630 okunma
İstanbul'da İngiliz Genel Karargahı'ndan, General Harrington' dan İngiltere Savunma Bakanlığı'na 21 Ocak 1921, No. 9821, Gizli. Mustafa Kemal'in karakteri hakkındaki bilgiler aşağıdaki kaynaklardan derlenmiştir: 1907'de Selanik Genelkurmaylığında görevlendirildi. Burada İttihat ve Terakki partisine ve Hür Masonlar' ın İtalyan Locasına girdi. 1913'te Sofya'ya Türk Askeri Ataşesi olarak tayin edildi. Orada sefahate daldı. Bu onda, hayatı küçümseme, insanlara tepeden bakma, evliliği reddetme ve eşcinsel kötü alışkanlığa kapılma huyu aşıladı. Kendisi liköre bağımlı duruma geldi. Hayatındaki kayıtsızlık nedeniyle, Gelibolu'da Liman von Sanders'e kasten itaat etmedi. Bu olay Enver Paşa ile şiddetli kavgaya yol açtı ve Mustafa Kemal kumandanlıktan atıldı. Bu kavgada bir gözünü kaybetti. Sonuç olarak, akıcı bir konuşmacı, zeki bir siyasetçi fakat herhalde çok egoisttir. (İngiliz Belgelerinde Atatürk, B.Şimşir)
Sayfa 498 - İthaki 2.CiltKitabı okudu
Reklam
Kurmay Binbaşı Mehmet Nuri Bey’e Bu kitap 1914 tarihinde yazılmıştır. Bazı kayıtlar ve bağlayıcı şartlardan dolayı baskısı bugüne kadar gecikmiştir. Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal ( 1918 )
Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemâl
Napolyon, erkek kardeşlerini ele geçirdiği ülkelerin başına kral yapmıştı. Enver Paşa'da bu konuda Napolyon'u taklit edecekti. Kardeşi Nuri'yi 25 yaşında paşa (general) yapacak, iki yıl sonra kurduğu İslâm Ordusu'nun başına getirecekti. Kendisinden üç yaş küçük amcası Halil'i 33 yaşında paşa yaparak 6. Ordu Komutanı olarak görevlendirecekti. Halil Paşa'nın ordusu Irak'ı İngilizlere; Nuri Paşa'nın ordusu Doğu Anadolu'yu Ruslara kaptıracaktı. Enver Paşa, emekli küçük bir devlet memuru olan babasını da paşa yapacaktı. Enver Paşa tam bir Alman hayranıydı. Almanlar da, Enver Paşa'yı onurlandırmaktan geri durmazlardı. Alman kartpostallarında, kitaplarda ve gazetelerde fotoğrafı sık sık yer alırdı. Adına sigara üretilir, gümüş madalyon basılırdı.
Sayfa 16 - Asi KitapKitabı okudu
Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemâl
Enver, Osmanlı Devleti'nde tek adam oluyordu. İttihat ve Terakki'nin sözü en fazla geçen kişisi artık Enver'di; ama rütbesi henüz yarbaydı. Yükselmesi lâzımdı. Basamakları hızla tırmandı. 15 Aralık 1913'te Albay; üç hafta sonra 3 Ocak 1913'te Tuğgeneral yapıldı. İttihat ve Terakki'nin baskısıyla önce Savunma Bakanı, hemen ardından Genelkurmay Başkanı oldu. Başkomutan Vekili sıfatıyla bütün orduların başına geçtiğinde 33 yaşındaydı. Bir ay içerisinde, görkemli bir düğünle 15 yaşına basan Naciye Sultan'la evlilik yaşamı başlar. Böylece Padişahın Damadı ünvanını da almış olur. Bir yıl sonra, 1 Eylül 1915'te Korgeneral; 23 Ekim 1917'de 36 yaşında Orgeneral rütbesi verildi. Birinci Dünya Savaşı'na girişin ilk adımı, 2 Ağustos 1914'te Türk- Alman İttifakı şeklinde imzalandı. Durumdan sadece Sadrazam ve Dışişleri Bakanı Sait Halim Paşa ile Enver Paşa haberdardı. Enver Paşa, Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesi için Amiral Souchon'a, Rus gemilerine saldırması konusunda, 24 Ekim 1914 tarihli şu emri verir: "Bütün donanma Karadeniz'de talim yapmalıdır.Uygun bir fırsat bulursanız, Rus donanmasına saldırınız... Başkomutan Vekili: İmza. Enver." Souchon, anılarında şöyle yazacaktı: "Türkleri bir barut fıçısının içine attım ve Rusya ile Türkiye arasındaki harbi ateşledim." .... Sofya'da çaresiz ve kırgın olan Yarbay Mustafa Kemâl de, işte bu yüzden endişeliydi. Enver'i tanıyordu. Mustafa Kemâl gerçekçi bir hesap askeriydi. Askerlik ve savaşı bir matematik ve sanat olarak görürdü. Ya Enver Paşa?...
Sayfa 14 - Asi KitapKitabı okudu
Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemâl
Mustafa Kemâl Ordunun yenileştirilmesini ve gençleştirilmesini istiyordu. Ancak tüm yetkilerin Alman heyetinde toplanmasını ve Savunma Bakanlığı'nın bu heyetin kontrolünde olmasını istemiyordu; ancak ve ne yazık ki, Osmanlı Genelkurmayı ve Savunma Bakanlığı tamamen Alman denetimine girdi. Birinci Dünya Savaşı çıktığında, Mustafa Kemâl Sofya'daydı. Biraz da sürgün gibidir. Yalnızdır, kırgındır, üzgündür, unutulmuştur... Askeri Ataşelik kişiliğine uygun değildir. Arkadaşı Salih'e (Bozok) gönderdiği 25/26 Nisan 1912 tarihli mektubunda, şu cümle dikkat çekicidir: "Bilirsin ben askerliğin her şeyden çok sanatkârlığını severim." Mustafa Kemâl'in İstanbul'daki yöneticilere güveni yoktur. Onların maceracı yönlerini bilir ve bu maceracılıklarından endişelidir.
Sayfa 12 - Asi KitapKitabı okudu
Reklam
Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemâl
Balkan Şavaşı'nda ordu yenilmiş, aciz bir duruma düşmüştü. Orduda yenileştirme ve düzenleme çalışması yapıldı; fakat asıl düzenleme ve yenileştirme, Alman Islah Hareketi'nin Türkiye'ye gelişiyle başladı. Liman von Sanders, 14 Aralık 1913'te 10 subayla birlikte ilk kez İstanbul'a geldi. İstanbul'a varışını, Sanders şöyle anlatır: "14 Aralık sabahı İstanbul'a vardık. Sirkeci Tren İstasyonu'nda bizi gümbür gümbür askeri bando karşıladı. Bizi karşılamaya, başlarında kıymetli Harbiye Nâzırı İzzet Paşa'nın bulunduğu birçok yüksek rütbeli Türk subayı ile eskiden beri İstanbul'da bulunan Alman subayları gelmişlerdi."
Sayfa 12 - Asi KitapKitabı okudu