Romanda olaylar Trabzon – Tebriz – Tiflis – Batum – Bakü – İstanbul hattında geçiyor. Settarhan ile Zehra’nın hikayesinden geriye dönüşle; Settarhan, Zehra, Azam, Sofya, İsmail, Büyükhanım, Hacıbey, Azam, Mirza Han, Piruz, Celil Hikmet ve biraz daha geri planda kalan birçok karakterle oluşturulan, aşkı, acıyı, savaşı, ihtilali, kötülüğü, dönemin gerçeklerini anlatan bir eser.
Romanda birbirine geçmiş bir hikayeler yumağından bahsedebiliriz. Bir yandan Settarhan ile Azam’ın hikayesi, bir yanda Settarhan ile Sofya’nın hikayesi, bir yanda yazarın dedesinin ve nenesinin hayatını araştırma hikayesi, bir tarafta Azam ile Piruz’un, Büyükhanım’ın hikayesi anlatılıyor.
Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı yılları ve o yıllarda çekilen sıkıntılar da romana ayrı bir hava katıyor.Yazar tarihsel gerçekliği bir kurgunun içine çok güzel bir üslupla yerleştiriyor.
Savaşlar, cepheler, mağlubiyetler, sürgünler ve salgın hastalıklar sebebiyle kitlesel ölümlerin yaşandığı bu kırılgan ve acılı dönemin gölgesi, İstanbul’un çok uzağında ama Anadolu’nun önemli bir kenti olan Trabzon’a da düşmüştür. Tıpkı Balkanlar’da yaşayan Müslüman unsurlar gibi, Anadolu’da yaşayan azınlıklar da bu dönemde hicret etmek durumunda kalmıştır. Bu nedenle romandaki kahramanlar değişen siyasi ve sosyolojik şartlara göre dönüşmekte ve karakter olarak yeniden bir inşa sürecine girmektedir.