1915 yılının başlarında aktif vazife istemek üzere Enver Paşa'ya mektup yazdı ve rütbesine uygun herhangi bir görev istedi. Gelen cevapta, Sofya ataşemilirterliği önemli olduğu için, orada kalmasının istendiği bildirildi. Kemal, yeniden Enver'e başvurarak ''Vatan savunmasından daha önemli bir görev olamaz. Arkadaşlarım savaşta ateş hatlarında bulunurken, ben, Sofya'da ateşmilterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay değerinde değilsem, inancınız bu ise lütfen açık söyleyin''
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
191 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Ömer Seyfettin 1884 - 1920 yılları arasında yaşadı ve 36 yıllık kısa yaşamına sığdırdığı 140 adet öyküsü bulunmaktadır. Kitap, Ömer Seyfettin'in 13 adet hikayesini içeriyor. Hikayelerin isimleri ve bana göre 10 üzerinden verdiğim puanlar şu şekilde; * İrtica Haberi (6) Trakya'da geçen bu hikaye 31 Mart vakasının ve Sultan
Bomba
BombaÖmer Seyfettin · Rafet Zaimler Yayınevi · 19732,370 okunma
Reklam
17. Göreve Talip Olma
Mustafa Kemal anlatıyor: "Bütün memleketin bence gözle görülür bir felakete atıldığını gördükten ve bütün Türk Ordusu'nun muhakkak bir felaketi her çareye başvurarak önlemek için kanını dökmeye hazırlanmasından başka çare kalmadığını anladıktan sonra, benim hala Sofya'da kordiplomatik içinde rahat salon hayatı geçirmekliğime imkan olabilir miydi? Başkumandanlık Vekaleti'ne bir yazı ile müracaat ettim. Ordu içinde rütbemle mütenasip herhangi bir görevin bana tevdiini rica ettim. Başkumandan Vekili tarafından bana çok nazik bir cevap verildi: - Sizin için orada da daima bir görev mevcuttur. Fakat, Sofya Ateşemiliterliği'nde kalmanız daha önemli gö­rüldüğü içindir ki, sizi orada bırakıyoruz. Cevap verdim: - Vatanın savunmasına ait fiili görevlerden daha önemli ve yüce görev olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken, ben Sofya'da ateşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrum isem, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz. Ve Mustafa Kemal, 19'uncu Tümen Kumandanlığı'na atandı."
480 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhabalar, Kitabın bitimine 50 sayfa kalmışken tutamadım kendimi ve hemen bir şeyler yazmam gerek diye düşündüm. Kitabın mükemmel içeriğini anlatmaya geçmeden önce bu şaheseri kimin yazdığını anlatmak istiyorum. Kimdir bu
Vamık Volkan
Vamık Volkan
yazarımız? Vamık Volkan, 1932 Lefkoşa/Kıbrıs doğumludur. Kıbrıs İslam Lisesi'nde okudu; son sınıftayken çıkan
Ölümsüz Atatürk
Ölümsüz AtatürkVamık Volkan · Bağlam Yayıncılık · 200085 okunma
Alıntı öncesi şunu belirtmek isterim ki anlatılan olay ikinci dünya savaşı sırasında bir toplama kampı krematoryumu sürecinden kesittir. Biraz uzun bir alıntı özeti olacak ama kitapta en etkilendiğim yerdeyim. Uzun sayfaları özetlemeye çalışacağım: “Ölüm, ölüm onlardan biri gibi olmuştu, insanların yanına, avlulara, atölyelere teklifsizce
Simeon Borisov Sakskoburggotski
ya da II. Simeon (d. 16 Haziran 1937, Sofya), 1943-1946 yıllarında Bulgaristan çarı olmuştur ve 1946 yılındaki devrim sırasında annesi ve kardeşiyle beraber ülkeden sürgün edilmiş ve daha sonra 2001'den 2005'e kadar Bulgaristan Başbakanı olarak görev yapan bir Bulgar siyasetçidir. İlk iki resimdeki binalar 1900'lü yılların başında yapılmış kasabalardaki Kraliyet yönetim Valilik binalarının güncel hali..
Reklam
185 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
SAS Bulgar Çıkmazı Çoğunlukla genç erkek okurların hoşlanacağı tarzda yazılmış; 007 James Bond kitaplarına alternatif oluşturacak, macera ve casusluk roman serisinin bir solukta okunabilecek bir romanı. Serinin her kitabında olduğu gibi yine sevişmeye hazır best model ölçülerinde güzel kızlarla dolu bir serüven. Başarısızlıkla sonuçlanan papa suikastının ardında bu görevde yer alan personel sistematik bir şekilde tasfiye edilmektedir. İlk olarak Ağcayı hapisten çıkaran Osman Galata, Viyana'da bombayla öldürülür. Sıranın kendisine geleceğini bilen Rus gizli servisindeki bir general batıya iltica etmek istemektedir. Marco Linge'in görevi burada başlar. Bulgaristan'dan bu generali daha önce hazırlanan bir kamyonun gizli bölmesinde Türkiye'ye kaçırması planlanır. Görev göründüğü kadar basit değildir ve her yerde mikrofon ve kamera bulunan Sofya'da, ajan Linge'in Rus generali ile irtibat kurmasının zorlukları vardır. Üstelik kısa sürede de batıya iltica edeceklerin sayısı bir bir artmıştır. Kitabın ayrıntılarını ve sonunu okuyacak olanlara bırakalım. Sas serisinin iyi diyebileceğim bir romanı. Keyifli Okumalar...
Bulgar Çıkmazı
Bulgar ÇıkmazıGerard de Villiers · Tay Yayınları · 198319 okunma
Yaşamsal önem taşıyan kararlar konusunda kendisine danışılmayan Sofya askeri ataşesi olarak, Mustafa Kemal kendisini bir kenara itenleri özel olarak eleştirmek lüksünü yaşayabilirdi. Aynı zamanda da kendisine ön cephede bir görev verilmesi için İstanbul' daki Harbiye Nazırlığına baskı yapıyordu. Enver ise askeri ataşelik görevinin daha önemli olduğunu söyleyerek reddediyordu.41 Mustafa Kemal yaşamöyküsü yazarı Hikmet Bayur' a, Bingazi seferinde n tanıdığı ve Enver' in Teşkilat -ı Mahsusa' sının ilk başkanı olan Süleyman Askeri aracılığıyla Enver'e ulaşmaya çalıştığını anlatmıştı. Makedonya'da Sırp yönetimine42 karşı bir halk direnişi yaratmak için çalıştıktan sonra Sofya'dan geçen Süleyman Askeri'den, kendisine Mezopotamya'da (Irak) bir komutanlık görevi verilmesi için Enver'i ikna etmesini istemişti. Ama Basra komutanı ve valisi olarak atanan, Askeri'nin kendisi oldu.
Yeni Bulgar devletinin başkenti olarak seçilmesinin ardından geçen otuz beş yıl içinde, bu şehir tümüyle değişmişti. Görkemli kamu binaları, bir tiyatro, bir opera ve bahçeli lüks villalar inşa edilmişti. Eski büyük caminin ya­kınına ülkenin kurtuluşu ya da çarın ordularınca 1878'de yaratılı­şını kutlamak için yeni bir katedral yapılmıştı. Sofya, daracık so­kakları, ahşap evleriyle tipik bir Osmanlı taşra kentinin, iki yanı ağaçlarla süslü geniş bulvarları olan hoş bir Avrupa kentine dönü­şebileceğinin örneğini oluşturuyordu. Osmanlı devletinin büyükelçi­si Fethi (Okyar) için bu deneyim acıklıydı. Anılarında "Elçi olarak gittiğim bu ülke, daha elli yıl önce bizim sınırlarımız içinde bir vilayetimizdi. . .Fakat bu didinmelerimiz, hiç şüphesiz kendi kaderlerine bıraktığımız milyonlarca vatandaşımızın felaketli hayat şartlarının devası değildi: Çok değil, beş yıl öncesini bilen bizler için olanlar yü­rekler acısıydı," diye yazmıştı. Daha önce Paris'te askeri ataşe ola­rak görev yapan Fethi'nin Sofya'nın etkisinde kaldığı söylenemez. Ama Mustafa Kemal için bu kentte geçirdiği bir yıl, Avrupa ortamın­da yaşadığı en uzun süreydi. Ve Sofya onda yalnızca üzüntü değil, taklit etme arzusu da uyandırmıştı. Anlatılan bir öyküye göre, bir gece operaya gittiğinde bütün sanatçıların Bulgar olup olmadıklan­nı sormuş ve olumlu bir yanıt alınca "Baş artistler Bulgar; orkestra ve şef Bulgar. Balkan Savaşını neden kaybettiğimizi şimdi anladım," diye duygularını açıklamıştı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Yarbay Mustafa Kemal bey, Sofya'da askerî ataşe olarak görev yapıyordu.Ancak aklı fikri İstanbul'daydı
Reklam
Naziler / Mossad ve Aile.
Mecid, Kamil'i eski bir Alman diplomatı Von Hentke'yle tanıştırdı. Von Hentke Alman Dışişleri Bakanlığının Orta Doğu Masası Müdürlüğü görevinde bulunmuş ve şimdi Suudi Arabistan'da siyasi danışmanlık yapıyordu. Dışişleri Bakan­lığındaki görevi icabı Von Hentke birçok Arap ülkesini ziyaret etmişti. Ne zaman Orta Doğu'ya gelse
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Aralık 1914 : Atatürk'ün Sofya'dan Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya mektubu: "Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya'da Ataşemiliterlik yapamam! Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz!" (Atatürk I. Dünya Harbi'nin başlaması üzerine Başkomutanlık Vekaletine müracaat ederek cephede bir görev istemiş, kendisine "Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz" cevabı verilmişti. Atatürk bu cevap üzerine muhtemelen Aralık 1914'de Başkomutanlık Vekaleti'ne yukarıdaki yazıyı yazdı ve bu yazının da etkisiyle 20 Ocak 1915'de 19. Tümen Komutanlığına atandı.)
Resim