Şu an Sevdam ağlıyor gözlerimden
Soğan o kadar acı, hayat gibi,İstanbul gibi lezzetli bir kuruya ekmek banarsın ya hani, işte o Soğanın acısı...
Soğan 30 TL olmuş adam hala aşk acısı çekiyor. Kuru fasulyenin yanına soğan kıramayacaksın olum bundan büyük acı mı olur? Neyse gündem seccade, namazı kılıp uyuyun bari 🤫😏
Reklam
Çocuklar bana şunu öğretmişti; İmkanınız olmadığı için bir çocuğa her gün üç öğün soğan ekmek  yedirebilirsiniz,paranız olmadığı için çocuğunuza eski ayakkabı,eski elbiseler giydirebilirsiniz.Bunun hiçbir vebali de günahı da yok.Ama onu sevgiden mahrum bırakamazsınız.Eğer bırakırsanız o çocuğa borçlusunuz. En acısı da bu borcu parayla ödeyemiyorsunuz,ama o çocuk size o borcun hesabını yaptıklarıyla fazlasıyla ödetecek.21 yüzyılın doğum servislerinin kapısında şu yazmalı:Doğacak bu çocuğunuza yaşatacaklarınızı yaşamaya hazır olun (Pusula Umudu Gösteriyor;syf:124)
Bir şirin öpüşlə başlar sevgilər, Sonunda həmişə soğan acısı :))
Yürüdüğüm yollar Bir toz bulutu bir karabasan Yar’in söylediği sözler Bir haşin rüzgar, bir dalgalı deniz Gördüğüm gözler Bir edalı bakış, bir nazlı serzeniş Yaşadığım yer Bir fakir çatı, bir umutlu pencere Yediğim yemek Bir kuru soğan, birde kaynayan tencere Sabahın ayazı gönlümü soğutur mu ? Bendeki bu ayrılık acısı söylemekle durulur mu ? Yarın hak divanında söylesem sözümü, Girdiğim günahlar artık benden sorulur mu ? Diyorsun ki var git yoluna Yoluna adadım başımı Ölsem kabul olur mu ?
Bir tatlı öpüş ile başlar sevgiler Sonunda hepsi soğan acısı.
Ramiz Rövşən
Ramiz Rövşən
Reklam
derin mesele
Esnek çalışma dönemini evde çocuklarla ilgilenerek geçiren bir arkadaşım anlattı. Hanım işe gidiyor, beyefendi dadılık yapıyor gün boyu. Yemekti, dersti, hava aldırmaydı, geçiyor günler. Ama bir şeyden şikâyet etti; “Ben babayım, çocuklara bir şey söylüyorum, hanım pat itiraz ediyor çocukların önünde. Hayır, öyle değil, böyle olacak. Çocuğun
Ne olursa olsun, yaşanmış olaylar bütün tazeliğiyle yeniden yaşanamıyor. Belleğin ne denli güçlü olursa olsun, beş gün önce yediğin biberin acısı damağında oluşamıyor, beş yıl önce kestiğin soğan gözlerini yaşartmıyor; ama acı, tatlı, buruk anları yaşadıkça, zamanın bilincine erişiyorsun. Zamanın bilincine erişmek, zamanın ne zaman hızlandığını ne zaman yavaşladığını duyumsamak demektir. İLHAN SELÇUK
"Anılar dost mudur, düşman mı? Onu bilemem ama üç gün önce ağzınızı kavuran biberin acısı, bugün damağınızı yakmaz. Soğan keserken gözleriniz yaşarır ama daha sonra bu olayı anarken gözyaşı dökmezsiniz. Yıllar önce yüreğinizi dağlayan çocukluk aşkının yarası, artık küçük bir ameliyatın tendeki izine dönüşmüştür. Anılarınızı şişire şişire balonlaştırmayın, sonra bu balona tutunup gökyüzüne yükselir ve yaşamdan soyutlanırsınız."
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.