Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne olursa olsun, yaşanmış olaylar bütün tazeliğiyle yeniden yaşanamıyor. Belleğin ne denli güçlü olursa olsun, beş gün önce yediğin biberin acısı damağında oluşamıyor, beş yıl önce kestiğin soğan gözlerini yaşartmıyor; ama acı, tatlı, buruk anları yaşadıkça, zamanın bilincine erişiyorsun. Zamanın bilincine erişmek, zamanın ne zaman hızlandığını ne zaman yavaşladığını duyumsamak demektir. İLHAN SELÇUK
Bir şirin öpüşlə başlar sevgilər, Sonunda həmişə soğan acısı :))
Reklam
sevdiklerinizin kıymetini bilin
İnsan gönülden sevdiği bir kişiyi ya bedenen bu dünyada, ya da ruhen kalbinin en derinlerinde bir yerde kaybedince ve bu kaybedişin ardından da sevdiği kişiden sadece geri dönüşü olmayan acı ve özlem duygusunu duymaya başlayınca o güne kadar üzüldüğü, sevindiği ya da peşinden koştuğu dünyalık ne varsa bunların ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu anlıyor. Bisikletten düşüp ayağını incitmiş acı duymuşsun, serçe parmağını masanın sivri köşesine çarpmışsın, mutfakta yemek hazırlamak niyetiyle soğan doğrarken elini kesmişsin; çok sevdiğin elbiseyi giymişsin, çok iyi bir işe başlamışsın; evmiş, paraymış, araziymiş, malmış, mülkmüş bunların hepsi boş geliyor artık. Bunu, annesini ya da babasını çok sevmesine rağmen onları toprağa vermek zorunda kalan kim varsa o kişiye sorabilirsiniz. Mutlak aynı cevabı verecektir. Acısı ve özlemi yüreğinden gelecek kelimeleri bastırmaz, susturmazsa eğer...
Şu an Sevdam ağlıyor gözlerimden
Soğan o kadar acı, hayat gibi,İstanbul gibi lezzetli bir kuruya ekmek banarsın ya hani, işte o Soğanın acısı...
Filmler - Kavramlar *
_Ay, ışığında saklıdır. Uzak Ufuklar _Eylemlerin sonuçları olur. Arkadaşımın Aşkı _Eylemlerimin sonuçlarının ne olacağını tamamıyla biliyorum. Serena _İnsanlar yaptıkları eylemlerden sorumludur ve sınırı aştıklarında da bunun bedelini ödemeliler. Hayat Işığım _Yaptığı bir iyilik, yaptığı diğer kötülükleri silmez. -Kedinin kuyruğu çuvaldan çıktı.
Bakış açısı keşke soğan gibi olsaydı da pembeleşinceye kadar yağda soteleyebilseydik.
Reklam
Çocuklar bana şunu öğretmişti; İmkanınız olmadığı için bir çocuğa her gün üç öğün soğan ekmek  yedirebilirsiniz,paranız olmadığı için çocuğunuza eski ayakkabı,eski elbiseler giydirebilirsiniz.Bunun hiçbir vebali de günahı da yok.Ama onu sevgiden mahrum bırakamazsınız.Eğer bırakırsanız o çocuğa borçlusunuz. En acısı da bu borcu parayla ödeyemiyorsunuz,ama o çocuk size o borcun hesabını yaptıklarıyla fazlasıyla ödetecek.21 yüzyılın doğum servislerinin kapısında şu yazmalı:Doğacak bu çocuğunuza yaşatacaklarınızı yaşamaya hazır olun (Pusula Umudu Gösteriyor;syf:124)
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.