"Günde bir adet nan-ü aziz," yani bir kuru tayın yiyecekti ... Bir tayın, her şeyine yeter sayılabilir mi bir mahkumun? ...
Çorba istemez mi aç mideler?
Ayda bir portakal istemez mi, çirişli dudaklar ıslansın?
Bir baş soğan istemez mi, lokması ağzında büyümesin, katıversin ekmeğine, yüzü sevinçle ışırken acısı damla damla fışkırsın gözlerinden. ..
İşin en kötü yanı, mahkum, öğün ölçüsünü de mecburen unutan bir mahluktur.
Yalnız doymak için değil, gevelemek için de bir şeyler ister.
Bazen yemliğe sıkıca bağlanmış beygirlere de benzer mahkumlar.
Yemek, yemek, daima yemektedir gözleri..