Bir kez onu yitirecek olursam beni ne beklerdi? Yaşamsız bir ölüm, ölümsüz bir yaşam. Hangisi daha kötü? Donduran bir yaz mı yoksa yakan bir kış mı? Ve zamanın sonuna kadar böyle sürmesi.
Birine karşı duyduğumuz sevginin büyüklüğü, bir üçüncü kişiye karşı beslediğimiz kinin boyutlarıyla açığa çıkıyor, bu günlerde bunu öğrenmeye başladım.
Kimsede bulumadım menfaatsız bir yürek;
Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi.
Bir kardeş sevgisini uzattığım her erkek,
Çamurladıktan sonra kalbimi geri verdi...
Yazılarımı gözden geçiriyorum. İçimi kaplayan umutsuzluğu hiçbir zaman yansıtamayacaklar; herhangi bir anlatı sanatı, sözcüklerle vermeye çalıştığım felaketin soluk bir yansıması olabilir.
Yeni günü bekliyoruz ve beklemeyi sürdürüyoruz; ışığın mı yoksa ölümün mü daha önce geleceğini bilemiyoruz. Cehennemin akrepsiz ve yelkovansız bir saat kadar basit olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Güzel bir akşamüstü. Gün, ufuk sanki büyük bir sahnenin dekoruymuş gibi geri çekiliyor, ışığı emiyor, onu gömüyor ve karanlığı istifliyor. Dev bir fırçanın, birer yıldız olan küçük kıvılcımlar çıkararak, siyah bir gökyüzü çizmesi gibi.