İnsanoğlunun mutsuzluğunu süreklileştiren şiddet sarmallarının yönettiği bir dünyada kalmak istiyor muydum? Yanıtım, hayır, asla ve hiçbir yerde'ydi ve bu yüzden insansız bir dünyaya kaçmayı seçtim.
Uğruna canımı verebileceğim kişiler, birdenbire tanınmaz insanlar olup çıkmıştı. En dayanılmazı, kendime çok yakın bulduğum insanlarla aramda büyük bir uçurum olduğunu görmekti. Onlara kin besleyemiyordum. Daha da kötüsü, onları anlayamıyordum.
Hayır De! adlı bu şiirsel manifestonun sonunda, insanlar savaşa "Hayır!" demezlerse olacakların tüyler ürpertici bir görünümünü betimliyordu Borchert:
"Sonra, deşilmiş bağırsakları ve zehirlenmiş ciğerleriyle son insan ışıldayan güneşin ve yanıp sönen takım yılzların altnda bir başına dolanıp duracak; bir deri bir kemik kalmış, çılgına dönmüş son insan, uçsuz bucaksız mezarlar, dev beton blokların soğuk putları ve ıssız kentler arasında yalnız başına
bir küfür gibi dolanırken, şu korkunç soruyu soracak: NEDEN?
Ve bu soru bozkırlarda hic duyulmadan yitip gidecek, yıkıntılar arasında sürüklenip kiliselerin
molozları arasında yok olacak, girilmez yeraltı sığınaklarına çarpıp parçalanacak ... "
Sayfa 18 - Yardam Kitap: Birinci Basım: Mart 2017 - Türkçesi: Celal ÜsterKitabı okuyor