"Her Cuma akşamı leylak rengi bir minibüs, içinde yedi yolcusuyla Dublin'den üç saat uzaktaki taşra kasabası Rathdoon'a doğru yola çıkar."
Minibüsün hiç değişmeyen yedi yolcusunun, birbirlerinin hiç bilmediği hikayelerini ve iç dünyalarınında yaşananlar anlatılmakta.
Kitap sırasıyla
1-Nancy (cimri, en sevmediğim karakter)
2-Dee (çok tatliş)
3-Mikey (soğuk espriler, yardımsever, bankada güvenlik)
4-Judy ( eski uyuşturucu satıcısı)(yarım kalan bir teyze)
5-Kev (güvenlik gibi)
6-Rupert (emlakçı)
7-Celia (hemşire)
8-Tom (şoför)
karakterlerin aynı hafta sonu geldikleri kasabalarında yaşadıklarını anlatmakta.
Yazarla bu kitapla tanıştım. İlk anlatılan karakter biraz zorladı ama 20 sayfa sonrası akıp gidiyor. Kitap da karakterlerin düşündüklerini hissettiklerini betimlemelerden çok diyaloglarla anlatması nedeniyle kitap okuyomuş gibi değil de film seyrediyormuş gibi boş bir his vermekte.
Dolu bir zihin için güzel bir kitap tavsiye ederim
Ankara akşam Temmuz halen soğuktu(:
Leylak ZamanıMaeve Binchy · Doğan Kitap · 2008579 okunma
Bir nükleer reaktörde elektrik nasıl üretilir? Önce çekirdekte ısı üretilir, çekirdeğe devamlı olarak soğuk su akışı sağlanır, çekirdeğin ısısı suyu buharlaştırır, buhar türbini döndürür ve elektrik üretilir. Aslında bu kadar kolay ve zararsız gözüken bir şey nasıl olur da uluslararası bir felakete yol açabilir?
Yapılması planlanan elektrik
“Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülebiliyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum.”
“Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülebiliyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum.”
Zorlanarak okuduğum kitaplar listesinde ilk sıralarda rahatlıkla yer alabilecek bir eser Thomas Pnychon’un bu kısa romanı. Öyle bir roman ki, bunca zorlu okuma sürecinden sonra bittiğinde, bu eziyetin sona erdiğine sevindim mi, yoksa tam da yeni yeni anlamaya başladığım ve hafiften içine girebiliyor gibi hissettiğim hikayeden kopuşuma üzüldüm mü,
Magda Szabo; Çağdaş Macar Edebiyatı’nın öne çıkan yazarlarından biri. Eserleri, çok sayıda ülkede farklı dillere çevrilmiş. Ülkemizde ise 2000’lere kadar tek kitabı Türkçe ’ye çevrilmiş. 2007’den sonra da üç kitabı daha çevrilmiş. Ülkesinde politik nedenlerle baskıya maruz kalsa da nitelikli eserler vermeye devam etmesiyle çeşitli ödüller ardı
“Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülebiliyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum.”
(Borsada tüm parasını kaybeden Hilmi kalmıştır. Hiç hareket etmez, konuşmaz. Doktora getirirler. Doktor soğuk espriler yapar. Hilmi in karısı kızar.)
Doktor - Özür dilerim hanımefendi amacım sizi kırmak değildi... Bakın... Adınız neydi?
Ramazan - Anne sakın söyleme.
Doktor - Efendim?
Dursun - Adım Dursun doktor... Dursun Duran. Kalan birinin karısı için mükemmel bir isim değil mi? Kızımız var onun adı da Kalsın Duran!
Adnan - Bu da oğulları Gitsin Duran.
Çok sevdiğim bir Hocam kitap çıkarmıştı, işlerimi halledip de imza ve tanıtım gününe doğru giderken yolda bir an acaba Ali Hocamla da denk gelir miyiz fikri belirdi, bir kuş kanat çırpar gibi oldu kalbimde, soğuk muydu, biraz, tam hatırlamıyorum. Neden o kafede olsundu ki, ama kafeye girer girmez kitap kokusunu kenara iterek etrafa bakındım, sonra
ㅤㅤㅤㅤ
Rotasız seyyah (Mehmet Genç)
gece boyunca maya piramitlerinin içinde bakın neler yaşamış..
"ZİNDANA İNER GİBİ PİRAMİDE İNİYORUZ.
Hostelde tanıştığım biri kadın üç arkadaşla beraber kafaya koyduk, Maya piramitlerinde bir gece geçireceğiz.
Aralıksız her gün piramitlerin olduğu bölgeye gidiyoruz, giriyoruz içeri, dalıyoruz ormana doğru,
AŞK MAHKUMU
Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi.
Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır.
_Sevgi ve sinir doğru orantılıdır.
_Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir.
_Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır.
_Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz.
_Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
“Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülebiliyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum.”