Gülen kadınlar, bir ülkenin sokak lambalarıdır. Kadınları gülümseyen ülkelerin geleceği, yarınları aydınlıktır.
Günaydın
Gün aydın
Ey börtüler böcekler günaydın
Dere bülbülü şakıyan saka sana da günaydın
Kırdaki papatyalar meleyen kuzular size de
Daldaki çiçek kiraz çiçeği nar çiçeği erik çiçeği günaydın
Günaydın hoş kokulu ak zambak mor zambak
Kır sümbülü bahçe gülü mevsim lalesi günaydın
Leylaklar mor salkımlar mor sümbüler günaydın
Bal arısı çalışan karınca mart
Tüm Müslüman Kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun
Hipergamisiyle yüzleşip, Allah'ın kadına ve erkeklere bahşettiği görev ve sorumluluklarla barışık şekilde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Millî ve Manevi değerlerine uygun biçimde, feminizm, LGBTcilik vb. sapkın akımların karşısında dimdik durarak, kendi işinde gücünde olan erkekleri sümsük, sünepe, sıkıcı diye yaftalamayan, en haksız oldukları konuda bile daima hemcinslerini kollamayan, lüks evi, spor arabası olmayan erkekleri aşağılamayan, feministlerin yaptığı çoğu sokak gösterisinde olduğu gibi Ezan-ı Muhammedî'yi saygısızca ıslıklamayan, sırf kadın olduğu için kendinde bütün erkekleri aşağılamayı hak görmeyen bütün Müslüman Kadınların 8 Mart Kadınlar Günü Kutlu olsun. Kadın anadır, bacıdır, evlattır ve herşeyden öte insandır. Kadınların gözlerinde gözyaşını sadece sinema filmlerinde gördüğümüz mutlu, erdemli ve adaletli günler için durmak yok çalışmaya devam. İdeolojilere, siyasal kutuplaşmalara, sığ tartışmalara, ve kısır döngülere saplanıp kalmadan, kadınların önemli bir kısmından zulüm görsek de hiçbir kadına zulmetmeden adilce, asilce ve ahlaklı şekilde kadınları başımıza taç, dünyamıza güneş bilmeye devam edeceğiz. Kadınlara diliyle zulmedenin dili, eliyle zulmedenin eli, başka yeriyle zulmedenin başka yeri kopsun.
Karalama2
...?...?/1989...
Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
deli kadınları çok sevin,
Bunlar bir ömür boyu sürecek anılardır,
çünkü o köşe, o sokak ya da o köşe her geçişinizde iç geçirecek ve gülümseyerek şöyle diyecek:
– Bir zamanlar burada benimle sevişen deli bir kadın vardı.
....
Kentsel bir icat: Öğle yemeği
Öğle yemeği günün ikinci yemeği olarak bilinir, ancak üç öğün arasında bir zamanlar atıştırmalığa dayanan kökenlerinden günümüzdeki konumuna son yükselen öğle yemeği oldu. 1755’te bile Samuel Johnson öğle yemeğini “eline alabileceğin kadar yemek” yenen bir saat olarak tanımlıyordu.
Mutfak tarihçisi ve 2012’de
Gülen kadınlar bir ülkenin sokak lambalarıdır.
Kadınları gülümseyen ülkelerin geleceği,
yarınları aydınlıktır…!
Yıldız KENTER
Belki Yine Gelirim
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.
Oysa ne kadar sakin bu
....
Sen çok güçlü bir kadınsın
“Sen çok güçlü bir kadınsın, böyle ne istediğini, nasıl davranması gerektiğini bilen kadınlar benim çok hoşuma gidiyor, kimseye bağlı değilsin.” Bu sözleri, otobüs durağında benimle birlikte bekleyen çiftin konuşmasına kulak misafiri olduğumda duydum. Meselemiz bu türden modern kadın tarifleri. Kimseye ihtiyacı
TUNUS
1- Halkı % 100 müslümandır.
2- Cumhurbaşkanını halk, başbakanı parlemento seçiyor.
3- Nüfusu 9 milyon. Ülkede 35 üniversite, 80 kolej var. Her branşta eğitim veriyorlar. İlkokul birinci sınıftan, master veya doktoraya kadar tüm eğitim ücretsiz.
4- Aile planlaması yasası, 1956 yılında hazırlanmış. Bu yasa gereğince her aile 3'ten
Zorba'nın tütün içtiğini görüp imrendim; uzanıp pipomu aldım.
Heyecanla baktım pipoma. Onu bana, yeşil-gri gözlü ve masura gibi
ince, soylu elleri olan bir dostum hediye etmişti. Bundan yıllarca önce
gurbette, bir öğle vaktiydi; öğrenimini tamamlamış, Yunanistan'a
dönüyordu. Bana: «Sigarayı bırak,» dedi; «onu yakıyor yarısını içiyor
ve tıpkı sokak kadınları gibi atıyorsun. Ayıp şey bunlar. Pipoyla evlen;
o sadık kadındır; eve döndüğün zaman, hareketsiz seni bekleyecektir.
Sen de, dumanın havada halkalanışına bakarak beni hatırlarsın!»
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler
Oysa ne kadar sakin bu