Yaşamak bir sokak lambası gibi Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki.
Tanbûrî Cemil'in Ninni'sini bir musikî şaheseri saymak epeyce güçtür. Fakat o plağı bulursanız iyi dinleyin. İktisadî denkliliği bozulmuş, mihrabı çökmeğe yüz tutmuş, gururunu yapan geleneklerin duvarı çatlamış bir topluluğun iç benliğini en canlı yerinde verir. Tanbur, san'atın hududuna girmeyen bir taklitle de olsa bütün havayı nakleder. Şüphesiz eski İstanbul sadece bu hüzün, bu hislilik değildi, sanıldığından çok fazla eğleniyordu. Belki de bu ninni, Hüseyin Rahmi'nin hayatımızın her safhasını alaya alan romanları gibi biraz da eğlenmek için yapılmıştı. Bununla beraber, bu fakirler cemiyetinde, saadeti bir ruh muvazenesinde arayan saf ve ahenkli insanların hayatında, her şeyin peşine bu gölge iyiden iyiye takılmaya başlamıştı. Doğrusu istenirse bu 'hüzün' biraz da kendiliğinden gelen bir şeydi. Tıpkı boş bir tiyatro sahnesinde seyredilen bir akşam saati gibi hayatın bazı unsurlarından doğuyordu. Petrol lambası, hava gazı ile yarı aydınlanan sokak, dilenci sesleri, bekçi sopası, yangın korkusu, acı vapur düdükleri, fazla dindar hayatın verdiği o garip psikozlar adeta matematik şekilde onu hazırlayıp besliyordu. Fakat ne de olsa vardı ve etrafımızdaki havayı elle dokunulacak şekilde kesifleştiriyordu. Onu kaybettiğimiz zaman kendimizi çıplak bulmamız, sarsılmamız da hayatımızda büyük bir yeri olduğunu gösterir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Yaşamak bir sokak lambası gibi Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki Tek bir damla tek bir ses gibi Aklıma düşüyor” Cahit Zarifoğlu. 
"Birazdan hava aydınlanacak. Bu işe en çok yanmayan o patlak sokak lambası sevinecek. Kendini gereksiz hissetmenin nasıl bir his olduğunu bilirsin. Ayakların üşümeyi bıraktığı zaman bahar gelmiş olacak. Önce çiçek açıp, ardından kiraz verecek kapının önündeki ağaç. Ve kimse toplamadığı için tek tek çürüyüp dökülecekler. Zamanla çürümenin ne demek olduğunu da gayet iyi bilirsin. Kötü ezan okuduğu için işinden olmayacak hiçbir müezzin. Halkalı-Sirkeci arası banliyö treninin yeri bir daha hiç doldurulamayacak. Bu yıl da hiçbir yaprağını koparmayacaksın saatli maarif takviminin. Ne kadar unutmaya çalışırsan çalış, yine de kaşıyacaksın en acıyan yerlerini. Bu yüzden yaran hiç kapanmayacak. Martılar gürültü patırtı etmeyi keserse uykuya dalacaksın. “Zamanla her şey düzelir” diyeceksin. Kendi söylediğin yalana inanmasını da bileceksin." | Burak Aksak |
Sokak lambası gibi olma ey yar. Kime "yandığın" belli olsun..! N.F.K
Sokak lambası gibi olma ey yar... Kime yandığın belli olsun. Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
Sokak lambası gibiyim, İnsanlara ışık veriyorum. Onlar, ışığımdan kaçıp, Karanlığa gidiyorlar. Belkide ben, ışık verdiğimi zannediyorum…
SOKAK LAMBASI GİBİ OLMA EY YAR. KİME YANDIĞIN BELLİ OLSUN.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.