Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"sokak lambasının ince ışığı odanın tavanının orasını burasını aydınlatıyor ve mobilyaların üst kısımlarına vuruyordu, fakat aşağısı, Gregor'un olduğu yer karanlıktı."
Olduğu yerde döndüğünü hissetti; rıhtıma çarpan bir gemi gibi bir iki kere sallandıktan sonra yerine oturdu, gözlerini açtı. Karanlığı gördü. Gözlerimi açtım mı? Hayır, gerçek karanlık bu kadar karanlık olamaz. Birkaç kere daha gözlərini açtığını düşündü; sonunda, beyaz bez perdelerden sızan ışığı, sokak lambasının ışığını gördü. Sonra, rüyanın korkusuyla yatağa bağlı duran vücudunu seyretti. Korkunç bir rüya gördüm. Nasıldı? Aklımı toparlamalıyım.
Reklam
An
Düşünmeye başladım. Neyi düşünüyordum? Çok şeyi. Ya da sıfır. Dışardan sokak lambasının ışığı vuruyor. Yaz gecesi. Yaz gecelerine özgü o çıtırtı. Böcek sesleri. Buzdolabının düzenli aralıklarla çalışmasından doğan o elektrikli, madeni ses. Çekirgelerin çıkardığı ses.
Kırık bir sokak lambasının altındaydı evleri. Işığı tamir etseler göreceklerinden korkardı tüm insanlar.
Bartu, Mutlu, Işık, Lâl ve Yankı o gece kaderlerine doğru ilerlerken, sokak lambasının patlayan ışığı onların aslında hayatlarının sönüşüydü.
Dudakları, sokak lambasının altında yırtık paltosuna sarılırken çıplak ayaklarını izleyen evsiz bir çocuğun kalbindeki sıcaklık gibiydi. Ama yine dudakları, şeytanın o sokak lambasına dokunup ışığı söndürüşü, o çocuğun karanlığa gömülüşü, aniden yağmurun bastırışı ve kötülüğün bir ruha yayılışı gibi soğuktu.
Reklam
Hayat ve Sokak Lambaları
Bartu, Mutlu, Işık, Lâl ve Yankı o gece kaderlerine doğru ilerlerken, sokak lambasının patlayan ışığı onların aslında hayatlarının sönüşüydü. Tekrardan yanacak ve tekrardan sönecek binlerce sokak lambasına rağmen.
Bu gerçek bir vedaydı.
Sarı Sokak lambasının ışığı bize çarpıyordu.Karlar yağıyordu.Yankı tam karşımda duruyordu, güven bitmişti, ikimiz de artık kurtulamazdık. Bu bir vedaydı. Bu gerçek bir vedaydı. Unutulmayacak günlere bir yenisi daha eklenmişti oda benim Yankı' yı bir sokak lambasının altında terk edip gittiğim 11 Ocak gecesiydi.
Sayfa 872 - İndigoKitabı okudu
İçimdeki kelimeler birden kanamaya başladı. Kabuk bağladı sandıklarım. Kelimeler ne çok kanıyor, ne çok ama içeri. Başımı kaldırıp o uzun, o gittikçe uzun tavana baktım. Her gece bu tavan altında insan bunca uzayan, göğe doğru çan sesi gibi uzayan bu tavan altında. Tavana baktım bir daha. Dışarıdan sokak lambasının ışığı giriyor içeriye, belli
Erkeğin okşayışı yumuşacıktı, adeta bir şakalaşma, kaçamak bir kışkırtma gibi. Kadın uçup gider endişesiyle tepki göstermeye bile cesaret edemiyordu. Parmaklar, kışkırttıklarını farkettikleri anda kaçıveriyor, dudaklar onu bir an tahrik edip sonra uzaklaşıveriyordu. Yüz ve vücut iyice yaklaşıp bütün uzuvları uyarıyor, hemen o an karanlıkların içine kayıverip geri çekiliyorlardı. Sıcak ve narin beden abanacağı tüm köşeleri ve kıvrımları yoklarken birdenbire hareketsizleşiyor ve kadını gergin vaziyette bekletiyordu. Kadının ağzı teslim alındığında elleri boşta kalıyordu, bacakları baskıya boyun eğse baskı hafifliyordu. Adam hiçbir noktada uzun süreli birleşmeye izin vermiyordu; sanki onun bedeninin her bir köşesinin, her öpücüğün tadını çıkartıp kaçıyordu, sanki tek isteği tahrik etmekti, sanki son kaynaşmadan kaçmak istiyordu. Duyguların muzip, sıcak, titrek, kaypak bir kısa devresi tıpkı erkeğin gün boyunca olduğu gibi hareketli ve huzursuz. Ve şimdi bu gece içinde, kadının çıplaklığını açığa vuran ama erkeğin gözlerini asla aydınlatmayan sokak lambasının ışığı altında neredeyse dayanılmaz bir zevk bekleyişi içine atılıyordu kadın. Erkek onun vücudunu çiçekleri, her biri zevke açılmış tüm polenlerini açığa vuran bir şeytan keneviri çalısı haline dönüştürmüştü ayrı ayrı her bir poleni zevke açılmış... Alma olayı o kadar ertelendi ve tahrik o kadar de- rindi ki, sonunda nihayet geldiğinde, bekleyiş, derinlere işleyen uzun bir ekstasla ödüllendirildi."
Sayfa 12 - Afa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kırık bir sokak lambasının altındaydı evleri. Işığı tamir etseler göreceklerinden korkardı tüm insanlar
Sayfa 266 - DolunayKitabı okudu
Bartu, Mutlu, Işık, Lal ve Yankı o gece kaderlerini doğru ilerlerken, sokak lambasının patlayan ışığı onların aslında hayatlarının sönüşüydü.
Kırık bir sokak lambasının altındaydı evleri. Işığı tamir etseler goreceklerinden korkardı tüm insanlar.
Sayfa 318Kitabı okudu
Ellerimi kontrol ettim, parmaklarımı saydım, olması gerektiği kadardılar. Ama ben bir rüya da olduğumu biliyordum. Yüzüme dokundum, bedenimi yukarıdan ruhumun bir yansıması olarak gördüm. Ama ben bir rüyadaydım. Sağıma baktım bir tablo vardı üzerinde bir topluluk oluşturmuş insanlar. Az aşağı kaydı gözlerim her zaman olduğu gibi meşe ağacından gri bir komidin, üstünde baş ucu kitaplığım. Ama biliyordum ben bir rüyadaydım. Sonra gözlerim tavana ilişti, penceremden içeri sızmaya çalışan sarı sokak lambasının loş ışığı tavanımda çizgiler oluşturuyordu görüyordum. Ama biliyordum ben bir rüyadaydım. Sonra elimi kalbime götürdüm atıyordu pıt pıt, nefesim ciğerlerime değdikçe göğüs kafesim bombeleniyordu görüyordum. Ama biliyordum ben bir rüyadaydım. Sonra kapattım tekrar gözlerimi, bıraktım ellerimi boşluğa ama biliyordum ben bir rüyadaydım. İşte böylesine gerçekçi bir rüyaydı gördüğüm. S. Y
435 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.