Sokak Satıcısı
"Ben Tanrı'nın hoşgörüyle yarattığı bir kulum. Kendisiyle solucan arasında bir yaratığım. Babamın hayaletiyim; kendi çocukluğumun bir yansımasıyım. Deneyimlerimin ve düşlerimin posası... Korkularımın esiriyim... Ben...doğa, kuşku ateşiyle mantığın kızgın demirini sallarken, yanıp sönen bir kıvılcımım sadece... Peki ben kimim, biliyor musunuz?" diye sordu, kendisini dinleyen Krala ve tebaasına. Bir müddet geçti, sessizliğin oluşturduğu tanımsız bir boşluk; notalar arasındaki bir es boşluğu... "Benim ben, ben bir insanım anlayamadınız mı?" dedi, sessizliği dürtmek için... Cahilliğin verdiği mutluluk devam ediyordu, tabi ki de anla(ma)mışlardı.
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Tek kelime ile inceleme yazabilme imkanımız olsa “mükemmel” yazar çekilirdim kenara. Mükemmel kelimesinin içini kesinlikle dolduran, anlamını sonuna kadar verebilen bir roman. Romanı okumaya başlamadan önce ve gerekli bölümlere gelmeden önce soyağacını ince şekilde gözlemlememenizi tavsiye ederim çünkü ufak da olsa yaşam-ölüm olarak spoiler
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,3bin okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir Trevanian daha bitti. Yazarın günümüze taşıdığı masalın 1339 yılında Davydd ab Gwilym tarafından yazıya döküldüğü sanılmaktadır. Dönemin en önemli aşk şairi olan Gwilym'in bu masal ile anılmaması ya da belgelenmemiş olması çok şaşırtıcı değildir çünkü masal düz yazı olarak küçümsenen bir tarzdı. (Trevanian'ın ön sözünden) Bana bir tiyatro sahnesini hatırlatan masal Dolbadarn Şatosunda geçmektedir. Yine bir kış günü iki kişi Satıcı ve Kipance davetsiz misafir olarak şatoya gelirler ve olaylar bundan sonra başlar. O gece yarısı saat tam 12 yi gösterdiğinde altıncı ve yedince çan sesleri arasında dünyanın sonu gelecektir ve tüm ev ahalisi odalarına çekilmiş bir şekilde tanrıya günahlarını affetmesi için dua etmektedirler. İşte kahramanımız Satıcı için bundan daha güzel bir ortam olamaz, tüm kurnazlığını, laf ebeliğini, şaklabanlığını ve aklını kullanarak o gece malikanedekilere unutulmaz bir gece yaşatır. Trevanian'nın son okuduğum bu iki kısa kitabı Kelt döneminin masallarını içermektedir. Fakat yazı dili anladığım kadarıyla eski İngilizce ya da Klet dili olduğu için ( burayı çok çözemedim) Trevanian bunları günümüz İngilizcesine çevirmiştir.( bunda da epey zorlandığını kendi dip notlarından anlıyoruz.) Biz Türkçe çevirisini okuduğumuz için bazı ince nüansları kaçırıyoruz diye düşünmeden de edemedim. Yine burda İngilizce bilmemenin ezikliğini yaşadım. Bu masallar sayesinde biraz o dönem yazılarına ilgim arttı, biraz araştırma yapacağım bakalım bu masallardan başka neler var. Trevanian severler için mutlaka okunmalı diyorum. Keyifli okumalar...
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
64 syf.
8/10 puan verdi
Goethe Wertherde kendi yaşamını anlatmışsa, Grillparzer de Yoksul Çalgıcıda tıpkı öyle kendi yaşamını yazmıştır. Yaşlı çalgıcı ne kadar da Grillparzere benzer. O da onun gibi çekingen, meraklı, kendi içine kıvrılmış olarak yaşar. Hiçbir zevk inceliği olmadığı halde her şeyi bayağı, sıradan bulur. Her şeyde bir duygu, bir yalnız köşe sıcaklığı
Fakir Çalgıcı
Fakir ÇalgıcıFranz Grillparzer · Bordo-Siyah · 2000288 okunma
Önsöz'den
Halkının pek çoğu sanat ve edebiyatla meşgul veya ilgili bulunan Osmanlı toplumundaki şairlerin mesleklerine bir göz atalım: Padişah, vezir ve her kademeden devlet adamları, eyalet valileri, kadılar, müderrisler, imam, müezzin, kâtip, her sınıftan asker, hafız, cüz'han, buhurcu, muvakkıt, hanende, türbedar, tekke görevlisi, çizmeci, fesçi, sarıkçı, müneccim, demirci, ipekçi, çakşırcı, attar, şekerci, iğneci, mürekkepçi, ayakkabıcı, sokak satıcısı, hatta cambaz vs. Şimdi insaf ile düşününüz! Bütün bu ve benzeri mesleklerdeki halktan insanlar divan şiirini söylüyor, yazıyor, okuyor ve zevk alıyorsa bu edebiyata yüksek zümre edebiyatı yahut havas edebiyatı yakıştırmalarının kasdî olarak bir yafta mesabesinde verildiğinden şüphemiz kalır mı?
Sayfa 9 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
FİLM TAVSİYESİ: OTOBÜS ( KÜLTÜR ŞOKU )
Künye:[1] Senaryo,Yapımcı,Kurgu: Tunç Okan    Görüntü Yönetmeni: Güneş Karabuda  Yapım Yılı: 1974    Tür: Dram, Komedi, Polisiye, GerilimOyuncular: Tunç Okan, Tuncel Kurtiz, Björn Gedda, Oğuz Arlas, Aras Ören, Hasan Gül Müzik: Zülfü Livaneli  Yapım: Türk/İsveç Ortak Yapımı
Sokak satıcısı deyip geçme adam halatı “gel abi gel gündüz dananı, gece kaynananı bağla” diyerek satıyor.
******SEN HANGI MESLEGI YAPIYORSUN :)
1-tıp doktoru 🌹 2-üniversite profesörü 🌹 3-hakim 🌹 4-öğretmen 🌹 5-diş hekimi 🌹 6-general 🌹 7-vali 🌹 8-yüzbaşı🌹
Gün ışığı
Bir gün iyice bunaldım Şehrin kalabalığı gürültüsü Otobüsü tramvayı Sokak satıcısı Canıma yetti İçimi dolduruverdi Açık havada dolaşmak isteği
Sayfa 610 - Yapı Kredi
Reklam
......geçmişte kalan tüm iyi duyguları saran bir mendil kadar müşfik, mahallenin hüznüne karşılık naylon leğenler veren sokak satıcısı kadar hesapsız sesi, kulaklarıma doluşuyor.
Midene her giren Ruhunu tehdit ediyor :/
Kemal Özer Siz Gıda Güvenliği Hareketi’ni kurdunuz. Deccal Tabakta kitabını yazdınız ve şimdi Şeytan Ye Diyor kitabı ile İnsan Ne Yemeli Yememeli? sorusuna cevap veriyorsunuz. Gelecek nesillerimizin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için bireysel bir savaş veriyorsunuz adeta. Çabalarınız takdire şayan… Peki, sizin Gıda Hareketi’ni başlatmanıza
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.