Aristoteles, tinsel ağrı duygusunu, tensel doygunluğa ulaşamamak ya da bu doygunluğu aşmakla açıklamıştır. Aristoteles'e göre tinsel duygularımız, tensel isteklerimizin gerektiği ölçüde karşılanmamasından doğarlar. Örneğin aç bir insan, yeterince doymamış ya da yettiğinden daha çok doymuşsa tinsel acı duyar. Daha sonra Descartes, tinsel acı'nın insana zararlı olanın zihinde yansımasıyla meydana geldiğini ileri sürmüştür. Faydacılık ve pragmacılık çğretileri de bu temelden yola çıkmışlardır. Faydacılara göre acı veren, yararsız olandır. Pragmacılara göre acı veren, pratik yanlıştır. Pratik olarak yanlış davranıp davranmadığımızı bu ölçüyle anlayabiliriz, davranışımız bize acı vermişse yanlış davranmışız demektir... Acı ve haz, bütün canlıların ana itkileridir. Hayvan ve insan, acıdan kaçar ve hazza yönelir. Bu güçlü itkiler birçok felsefe öğretilerinin temel ilkeleridir. Antik Çağ Yunan felsefesini kaplayan mutluluk temasının temelinde bu itkiler yatmaktadır. Hazcılık ve Kirene okulu öğretileri acı-haz karşıtlığı üzerine kurulmuştur. Sokrates'e göre acıdan kaçmak ve hazza yönelmek ancak bilgiyle gerçekleşebilir. Yaramıza bıçak vurdururuz, çünkü bilgi ilerde ki büyük acıdan korunmak için şimdiki acıya katlanmamızı gerektirir. İnsan, acıdan bilgisizce kaçar ve hazzı bilgisizce isterse, yarasına bıçak vurdurmaz ve ölür.
Sayfa 18 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Sokrates'e göre mutluluk;tamamen ruhun iyiliğine veya kötülüğüne bağlıdır .Ona göre insanlar gerçek mutluluğu isterlerse de ne olduğunu bilmediklerinden, sürekli ellerinden kaçırırlar.
Sayfa 5
Geri14
42 öğeden 41 ile 42 arasındakiler gösteriliyor.