Anlayabilen beri gelsin!
Kimlik kavramını tekrar tekrar tanımlamak bana uzak geliyor. Bu Sokrates'in "Kendini tanı!"sından başlayarak, nice ustalardan geçip Freud'a gelinceye kadar felsefenin en öncelikli sorunu olmuştur; günümüzde bunu yeniden çözmeye girişmek için bende oldugundan çok daha fazla ustalık ve çok daha fazla gözüpeklik gerekirdi. Benim giriştiğim çabaysa son derece mütevazı: neden bugün bunca insanın dinsel, etnik, ulusal ya da başka kimlikleri adına cinayetler işlediğini anlamaya çalışmak.
Sokrates'in Sorunu §11
En göz alıcı gün ışığı, ne pahasına olursa olsun akılcılık; aydınlık, soğuk, dikkatli, bilinçli, içgüdüsüz yaşamın, içgüdülere karşı direnen yaşamın kendisi yalnızca bir hastalıktı, başka bir hastalıktı — ve kesinlikle "erdem"e, "sağlık"lılığa, mutluluğa geri dönmenin bir yolu değildi... İçgüdülerle savaşmak z o r u n d a olmak — budur dekadansın formülü: yaşam y ü k s e l d i ğ i sürece, mutluluk eşittir içgüdü. —
Reklam
Sokrates'in Sorunu §11
Sokrates bir yanlış anlamaydı; t ü m i y i l e ş m e a h l a k ı, H ı r i s t i y a n a h l a k ı d a b i r y a n l ı ş a n l a m a y d ı. . .
Sokrates'in Sorunu §10
Platon'dan itibaren Yunan filozoflarının ahlakçılığı patolojik koşulların ürünüdür; diyalektiğe verdikleri değer de öyle. Akıl = erdem = mutluluk sadece şu anlama gelir: Sokrates'in yaptığı gibi yapmalı ve karanlık arzulara karşı sürekli bir g ü n ı ş ı ğ ı oluşturmalı — aklın gün ışığı. Ne pahasına olursa olsun, akıllı, berrak, aydınlık olunmalı: içgüdülere, bilinmeyene verilen her taviz a ş a ğ ı y a ç e k e r...
Sokrates'in Sorunu §10
Tüm bu Yunan düşünmesinin, kendini akılcılığın üstüne atışındaki fanatizm, bir acil durumu ele veriyor: tehlikedeydiler, tek bir seçenekleri vardı. Ya yok olmak ya da — a b e s - a k ı l c ı olmak...
Sokrates'in Sorunu §10
Sokrates'in yaptığı gibi, a k l ı bir tiran yapmak gerekiyorsa, başka bir şeyi tiran yapma tehlikesi hiç de küçük olmamalı. Akılcılık o zamanlar bir k u r t a r ı c ı olarak düşünülmüştü, ne Sokrates'in ne de "hastalarının" keyfine kalmıştı akılcı olmak — de rigueur'dü,* onların s o n çaresiydi bu. ______________________ * de rigueur (Fr.): zorunlu, kaçınılmaz.
Reklam
Sokrates'in Sorunu §7
Diyalektikçi, bir budala olmadığını kanıtlamaya zorlar rakibin: öfkelendirir, aynı zamanda çaresiz bırakır onu. Bir diyalektikçi, rakibinin anlağını i k t i d a r s ı z k ı l a r .
Sokrates'in Sorunu §7
Bir diyalektikçi, acımasız bir silah tutmaktadır elinde, onunla kendini bir tiran yapabilir; galip geldiğinde, rezil eder.
Sokrates'in Sorunu §7
— Sokrates'in ironisi, dile gelişi midir ayaklanmanın? Ayaktakımı hıncının? Ezilen biri olarak tasımın bıçak darbelerinde, kendi gaddarlığının tadını mı çıkarıyor? Hayran bıraktığı seçkinlerden intikam mı alıyor? —
Sokrates'in Sorunu §5
Otoriterin henüz iyi ahlaka dahil olduğu, "gerekçelendirme"nin değil, emretmenin geçerli olduğu her yerde, diyalektikçi bir tür soytarıdır: gülünür ona, ciddiye alınmaz. —Sokrates kendisini c i d d i y e a l d ı r t a n soytarıydı: ne olmuştu aslında orada?—
Reklam
Sokrates'in Sorunu §5
Sokrates'le birlikte, Yunanlıların zevki, diyalektikten yana değişir: ne oluyordu aslında burada? Her şeyden önce, böylelikle s e ç k i n bir beğeni yönelmektedir; ayaktakımı, diyalektikle baş olmaktadır. Sokrates'ten önce, seçkinlerin arasında diyalektik tavırlar reddedilirdi: kötü tavırlar olarak görülür, kişiyi küçük düşürürlerdi. Gençler de bu tavırlara karşı uyarılırdı.
Sokrates'in Sorunu §3
Kriminologlar arasındaki antropologlar, tipik suçlunun çirkin olduğunu söylüyorlar bize: monstrum in fronte, monstrum in animo* _________________________ * (Lat): yüzü bir canavar gibi, ruhu da bir canavar.
Sokrates'in Sorunu §2
Kesinlikle parmağını buna doğru uzatmak ve kavramak gerekir, bu şaşırtıcı finesse'i (Fr: incelik), y a ş a m ı n d e ğ e r i n i n k e s t i r i l e m e y e c e ğ i n i.
Sokrates'in Sorunu §2
Yaşam hakkında, yaşamdan yana ya da ona karşı yargılar, değer yargıları, nihayetinde asla doğru olamazlar, —bu tür yargılar kendi başlarına birer budalalıktır.
219 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.