Sokrates’in Felsefe Yapma Yöntemi Nedir?
Sokrates, nesnelerin zamandışı özlerini- tümelleri saptamaya dayanan diyalektik bir felsefe yapma yöntemi benimsemiştir. Sokrates dönemindeki Yunanistan’da demokrasiye geçişle yaşanan ekonomik-siyasi buhran özellikle gençlerin eğitimini, etik değerleri çok etkilemiştir. Bu gelişmelerle beraber ahlaki eğitim önem kazanmıştır, bu durum da gençlere dersler veren Sofistlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sofistler, bilindiği gibi bilginin, iyiliğin kesinliğinden şüphe duyar, her şeyin faydasallığına değer verir ve öznel bir yaklaşım içindedirler. Ünlü sofist Protagoras, ‘İnsan her şeyin ölçüsüdür’; Gorgias, ‘Hiçbir şey yoktur, var olsa bile kavranamaz’ der... Sofist anlayışına karşı olan Sokrates ise, kesin ve doğru bilgiye dayanan bir kültür oluşturmak ister. Bunun için de doğru ve kesin, zamandışı olan tümelleri saptamaya dayanır. Sokrates’in diyalogları da aslında bu temel üzerine kurgulanmış okumalardır. Bu okumalarda da gördüğümüz gibi filozof, diyalektik temelli bir yöntem üzerinden ilerlemiştir.
Anaksagoras ve Protagoras Ati­na'yı zamanında terk etmek suretiyle mahkeme edilmekten kurtulmuş, Sokrates ise kaçmayı reddederek kendi ölümünü hazırlamıştır.
Reklam
Kesinliğin göreceliliği ve septisizm
''Tanrılarla ilgili olarak'', demişti Protagoras, ''... var olup olmadıklarını ya da hangi şekillerde olduklarını kesin şekilde bilemem. Meselenin anlaşılmazlığı ve insan yaşamının kısalığı gibi birçok şey, kesinliğe izin vermez.''
Sokrates.
"İnsan her şeyin ölçüsüdür." demişti Sofist Protagoras (i.ö 487-420). Bununla kastettiği; haklı haksızlığın, iyi ve kötülüğün hep insan ihtiyaçlarına göre değerlendirilmesi gerektiği idi. Yunan tanrılarına inanıp inanmadığı sorulduğunda da şu cevabı vermişti: "Tanrılar hakkında bir şey bilmeme imkan yok . Çünkü pek çok şey böyle bir bilgiyi engelliyor. Konu çok zor ve insan ömrü çok kısa. "
Sokrates Sofistlere karşı koyar, ama onlarla birleştiği yönleri de vardır. Çünkü Sokrates'te, Sofistler gibi, gelenek ve törelerin oluşturduğu ölçüler üzerinde düşünmeyi kendisine ilke yapmıştır. Bu yönü ile Sokrates'te bir aydınlanmacı. (Aydınlanma'nın istediği; hayatımızın normlarını aklın ışığına tutmak, bunları akılla eleştirmek, akılla
Atinalılar özellikle dini konularda çok hassastı. Daha önce de Anaksagoras, Protagoras ve Diagoras başta olmak üzere başka düşünürler de fikirleri için mahkûm edilmişti. Özellikle dönemin dünya savaşı olarak nitelendirilebilecek Peloponez Savaşı'ndan sonra görülen manevi değerlerden uzaklaşma, Atinalıları bu konularda daha savunmacı davranmaya itmiş olmalı. Ancak söz konusu diğer filozoflar Atina'dan sürgün edilmeyi yeğleyerek yaşamlarını kurtardıkları halde, Sokrates son ana kadar masumiyetini ispatlamaya çalışmış, bunu başaramayınca da kentin yasalarına itaat ederek ölmeyi kabul etmiştir.
Reklam
110 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.