Tarkovski çizgisel Dürer'in, Sokurov da pitoresk Rembrandt'ın yerini almış adeta! Tarkovski'nin zamansal, soyut "çizgiler" gördüğü yerde, Sokurov'un pitoresk "manzaralar" gibi morfolojik kütleler gördüğünü ve her ikisinin de bu vizyonları sinema sanatı kapsamında yeniden ürettiğini söyleyemez miyiz?
Sayfa 58 - hyr