Hayatın efsunlu değil ya, günün birinde bir zalim kılıç da senin boynuna düşer...
Mavi göğe baktım, içim ışıdı. Hayat daha ne gösterebilir bana?
Reklam
Aslında olanlar neydi? Henüz hemcinslerini öldürmekte ustalık kazanamamış insanlar, ölüm meydanlarına itilmiş ve bu insancıklar, çevrelerini saran ölüm korkusu içinde hücuma kalkmış, gözleri dönmüş bir halde ve ne yaptıklarının farkında bile olmaksızın birbirlerini vurmuş, birbirlerini kesmiş biçmiş, atlarıyla birlikte sakatlanmış ve içlerinden birinin vurulup ölmesi üzerine de dönüp kaçmıştı. Maneviyatları kırılmış olarak, ruhen çökmüş olarak kaçmışlardı. İşte, kahramanlık destanı denilen şey!
·
Not rated
Eser Nikolay Vasilyeviç Gogol'a ait. Gogol daha çok Ölü Canlar, Bir Delinin Güncesi ve Palto gibi eserleriyle bilinse de Taras Bulba da onun başyapıtları arasında kabul edilmektedir. Yazarın Ölü Canlar romanına iki kere başlayıp ikisin de yarım bırakınca pandemi döneminde Taras Bulba adındaki kısa kitabını okuyup yazarı tanımaya karar vermiştim. Kitapta Taras Bulba adındaki bir Kazak'ın önderliğinde Kazakların Polonyalılara karşı isyanını okuyoruz. Taras Bulba'nın en büyük hayali hem özgürlüklerini kazanabilmek hem de oğullarını büyük komutanlar olarak görebilmektir. Ancak ne yazık ki hayallerine kavuşamaz çünkü eserde ne oğullarını ne de kendisini istediği gibi bir son beklememektedir. Yazar eserinde anlattıkları aracılığıyla aynı zamanda dönemin Rusya'sının baskıcı yönetimine de bir eleştiri getirmeye çalışmıştır. Rus Edebiyatı denince benim aklıma öncelikle Dostoyevski, Tolstoy, Şolohov gibi isimler gelirken ne yazık ki Gogol'ün kalemini bu sevdiğim isimlerin yanına konduramadım. Eminim onun kitaplarını da seven vardır ancak ben sanırım yeniden başka bir eserini okuduktan sonra daha iyi karar verebileceğim.
Taras Bulba
Taras BulbaNikolay Gogol · Can Yayınları · 20171,869 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Osmanlı-Rus savaşına katılan bir Kazağın savaştan bir Türk kadın ile dönmesi ve onunla evlenmesi ile başlıyor kitap. Bu ailenin devamının ve bu köyde yaşayanların hikayeleri muhteşem doğa betimlemeri ile beraber sunuluyor. Kazakların günlük yaşantılarını okurken birden bire kendimizi 1. Dünya Savaşı içinde buluyoruz. Savaşın vahşi koşulları, insan hayatının ne kadar ucuz olduğu öyle güzel işlenmiş ki etkisinden çıkmak hiç de kolay olmuyor. Yazarın dili oldukça sade.Okurken hiç yabancılık çekmedim. Adeta bir Yaşar Kemal kitabı okuyormuşum gibiydi. Çeviriyi de çok beğendiğimi söylemeliyim.
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 20181,385 okunma
Ne var ki Kazakların gözleri önünde canlanan tablo, ayaklarının dibine devrilen hışır hışır ipek düşman sancakları değil, karmakarışık olan kendi hayatları, karıları, çocukları, sevgilileri, toplanmamış ürünleri ve başı dertli bıraktıkları yetim köyleriyle ilgiliydi.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.