Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının
Yine de beklediğim odur aslında Soluğum yüreğim her şeyimle
Reklam
"Aşk benim kurtulu­şum, soluğum, özgürlüğümdür. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan, kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan, aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep, ya hiçtir. "
Sayfa 243
Güneş kurşundan bir daire. Gök öyle alçaldı ki parmaklarımla dokunabilirim ona. Kuşatmanın ipi gitgide sıkıştırıyor, boynuma dayandı. Nesnelerin alanları küçülmeye başladı. Evin odaları daralıyor. Duvarlar daralıyor. Koltuklar daralıyor. Yatak odam, elbise dolabım, aynam, yatağım, ruhum, soluğum... hepsi daralıyor.
Sayfa 59 - hece yayınlarıKitabı okudu
Gözlerine bakarak söylüyorum Öykümü gözlerinden dinliyorum Bakma sessizce dalışlarıma Bir dilsiz kavaldır yüreğim Soluğum uzun hava Uğrun bir bakış alır beni benden Bir kuşun kanadı düşürür sevdaya
Sayfa 48 - Yurt Kitap YayınKitabı okudu
“Bunu yapmakta iyisin,” dedim nefesim kesilmiş bir halde. Bir sabırsızlık ürpertisi içimde kıvranıyordu. Arabayı çalıştıracakmış gibi geri çekildi, hemen sonra tekrar ileri atılarak dudaklarımı ateşli, ıslak, yırtıcı bir öpü­ cükle hapsetti. Ağzı benimkini tüketiyordu, dilinin vuruşları derin ve hızlıydı. Ben de tıpkı onun gibi doyumsuzdum.
Sayfa 106
Reklam
Ben rastgele bir kederliyim; bütün zamirlerin nihai yankısıyım; nesnellik içinde verilen son soluğum; tam da bağrında gün yüzü görmekten umudunu kesinlikle kesmiş sayıların şikâyet etmeyi düşündüğü ezeli bir sıfır gibi yüklemsiz ve idealsiz, geçişsiz bir yazgıya mahkûm biriyim.
Sayfa 25 - Sel Yayıncılık
düşlüyorum ancak bilirim asla bu kafesten kurtulmaya gücüm kalmamış gardiyan adam istese bile kanatlanıp uçmaya soluğum kalmamış
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim. Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden. Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı. Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi. Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının
Reklam
Bıçağa bıçak, sopaya sopayla karşılık verilir, ama gece olup da kapımı kilitlediğimde yatağıma yalnız giriyorum ya... bu beni üzü­yor, hem de nasıl üzüyor! Soluğum kesiliyor!... Dolap mı gıcırdıyor: Korkuyorum. Yağmurda pencerelerin camları zangırdıyor: Yine korku­yorum! Yapayalnız yatağımda dönerken isteme­den somyayı gıcırdatıyorum: İki kat korkuyo­rum! Tüm bunlar hayaletlerin yuvalandığı yal­nızlığın korkusundan başka bir şey değil.
Yani onun soluğu mu benim ciğerlerimde uğuldardı, benim soluğum mu onunkinde, bilemezdim ben.
Mazot - İsmet Özel
Ağlamadan dillerim dolaşmadan yumruğum çözülmeden gecenin karşısında şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum. Şehre neden esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
Ömür Hanım
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
“Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümüzün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lazım.”
Sayfa 11 - YKYKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.