Çok merak ettiğim bir kitaptı, ayrıca ismi çok ilgi uyandırıyor :) bu kitabı İran seyahatimde okumak için yanıma almıştım. İran’da tanıştığım Türkçe öğrenen bir arkadaşa hediye etmiştim o zaman okuyamadım. Yeniden temin ettim okumak için :)
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde sevgiyi, aşkı, acıyı, yalnızlığı, özgürlüğü, insanın insana muhtaçlığını vs incelediği denemelerden oluşuyor. İkinci bölümde ise daha çok şiirle ilgili dergilerde yazdıklarından bir derleme var. İlk bölüm bana çok hitap etti, o kısmı daha çok beğendim.
Kitapta Şükrü ağabey çok güzel noktalara değinmiş. Sevmenin, aşkın, acının, yalnızlığın, insan ilişkilerinin özüne inmiş. Aşk varsa bu dünyanın daha katlanılabilir, anlamlı ve değerli olduğundan bahsetmiş. Bu konu üzerine çokça düşündüm kitabı okurken gerçekten de öyle, aşkın ve sevginin iyileştirici gücüne inanıyorum. Kitaptan şu alıntı çok güzel açıklıyor bu durumu; “Aşk benim kurtuluşum, soluğum, özgürlüğümdür. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep ya hiçtir."
Acının da zaman zaman gerekli olduğundan bahsetmiş. Kitapta geçen şu cümleyi çok beğenmiştim. “Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci, sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin...“
Kitapta altını çizdiğim, beni oldukça etkileyen çok yer oldu, eminim sizleri de etkileyecektir. Tespitleri ve ifade tarzı çok hoş...
Kitapla kalın, keyifli okumalar…