256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Şükrü Erbaş'tan bir sürü alıntı okumuş ve hayran kalmıştım.Okumak için geç kalmış hissediyorum kendimi.Hakkı büyük Türk edebiyatında,özellikle şiirselliği ve imgeleri müthiş.Okurken satır altlarını çizmeden geçemeyeceksiniz.Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir sürü şiir tadında deneme yazılarına hayran kaldım.Son bölümde dolu dolu edebiyatçı tanıtımı havasında yazıları var,çok güzel olmuş bence.Zira güzel yazanların,güzel okumaları olur ve bunlar da hep merak edilir. Alıntılar paylaşmak istiyorum aslında,ama gerçekten seçip eleyemiyorum,kıyamıyorum.En iyisi mi siz de edinin ve mutlaka hakkında konuşalım bazı satırların.Çok güzel,çok. Dayanamıcam,bi kaç örnek: "Soluğum yalnızlık,gövdem küf kokuyordu.Sonra esirgediklerine bir özür,bir bağış gibi dünya seni kattı ömrüme.Yalnız gözleri değil,hücreleri görmeye başlayan bir körün sevinciydi yaşadığım." "Gelince sen geliyordun,ama gidince dünya kopuyordu yüreğimden."
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,4bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir gürgen ağacının nezdinde insanları okumayı planlıyordum ben kitabı elime aldığımda. İnsanları okuyacaktım, insanların acımasızlığını, vurdumduymazlığını... Nasıl da ağaçları, ormanları, doğayı, acımasızca katlettiklerini okuyacaktım. Bencillik bataklığına, kendilerini bile düşünmeden, nasıl battıklarını okuyacaktım. Öyle de oldu aslında, bunları anlatıyordu kitap bana. Ben de saydırıyordum kendi ırkıma, yine aynı 'acımasızlıkla' katledilip kağıt yapılan bir ağacın sayfalarını çevirerek aslında. Sonra, birden nasıl oldu? Nasıl böyle bir kederin içine düştüm? Nasıl okurken sesim kesildi, soluğum kesildi... Nasıl oldu da bir kitaplık, bir pencere, belki de sahilde bir bank olma hayali kuran bir gürgen ağacı, bu hayal için, yakıt olmamak için yıllarca dimdik büyüyen gürgen ağacı, "Keşke odun olsaydım da yanıp küle dönseydim." dedi avaz avaz. Belki de bu kitabı okurken bana bu olanlar, usulca süzülen yaşlar; günümüz gerçekliğini bu kadar derin hissettirdiği için, belki de her akşam haberlerde görmemek, duymamak adına kanalı değiştirdiğim feryatları yüreğimde yaşattığı için oldu. Anlayacağınız kitap bana sonunda insanın en çirkin yüzünü gösterdi: Savaş. Okumalısınız.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
Reklam
84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Sessizliğin acıyla dostluğu acının derinliğinden ötürü. Acı derinleştikçe sessizlik büyür,büyür... Belki de bundan ötürü adını Yaşıyoruz Sessizce koydu Şükrü Erbaş. Sessizliğe vurulan dem kelimelerin acizliğini gösteriyor ve bu acizlik acının yürekte kat ettiği mesafeden ötürü. Eşi Hatice Erbaş'ın-Şükrü Erbaş'ın Ömür Hanım'ı-vefatından sonra çıkardığı şiir kitabı. Kitap sevgili karısının sözüyle başlar. "Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben. " Aşk, ölüm ölümün getirdiği yalnızlık, ölümün getirdiği acı kelimelere öyle dökülmüş ki kitap boyunca hissede hissede okudum. Ona sevmeyi öğreten Ömür Hanım'ın ölümü onu da öldürünce, şiir onun nefes aldığı Haticesini yaşatabildiği yer olur. ÖMÜR HANIM; "Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim." Şükrü Erbaş'la tanışma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Sıradan cümleleri bile şiir olan şairimizdir. Kitapla ilgili daha çok şey yazabilirdim ancak ne kadar yazsam da yetmezdi anlatmaya. Soylu yalnızlığımızla bitireyim... " Acısını unutanın Yıldızı dolmuyor gecesine Buydu bizim soylu yalnızlığımız." .
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201613bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Harika bir kitap
Binbaşı Ahmet Muhtar kitabında başında hain olduğuna inandım. Kızdım ailesine üzüldüm, Mustafa Kemal Paşa ile karşılaştıktan sonra açıkcası Binbaşı Ahmet Muhtar ın durumundan şüphe etmedim değil. Kurtuluş savaşımızın İstanbul ayağında Mustafa Kemal Atatürk tarafından görevlendirilmiş " vatanı için, vatan haini" olan Ahmet Muhtar' ı anlatan muhteşem bir roman. Açıkcası çok az kitapta okurken soluğum kesildi sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlandım. Çok detay vermek istemiyorum ancak okuyun derim...
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023197 okunma
55 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilgelik kokan satırlar arasında kendimi kaybettiğim, kendimi bulduğumda ise kısa bir kitap olmasına karşın uzun bir yolun sonunda beni var olduğum yerden daha ileriye taşıdığını hissettiğim büyüleyici bir eserdi. Yazar, bizi hayata bağlayan ve hayatın akışından hemen hemen her şeye değiniyor bu kitabında. Anlamlı tümceler ile bezenmiş her satırında birbirinden değerli dersler veriyor okuyucuya. Kitap son bulduğunda ise kelimelerin birbiri ardına özenli bir üslup ile sıralanmış olduğu o tatlı melodinin tadı kalıyor okuyucunun damaklarında. ''Gecenin sükunetinde sokaklarınızda dolaştım ve evlerinize girdi ruhum. Hem yürek atışlarınız yüreğimde, soluğum yüzümdeydi ve hepinizi tanıdım.'' Cibran'ın bu satırları bizzat okuyucuya yazdığını düşünmekteyim zira yazarın satırları arasında gezinirken düşüncelerime ayna tutulduğunu hissettim sık sık. Tam anlamıyla Ermiş, benim ruhuma işleyen bir şaheserdi her şeyiyle.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202371,2bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Çok merak ettiğim bir kitaptı, ayrıca ismi çok ilgi uyandırıyor :) bu kitabı İran seyahatimde okumak için yanıma almıştım. İran’da tanıştığım Türkçe öğrenen bir arkadaşa hediye etmiştim o zaman okuyamadım. Yeniden temin ettim okumak için :) Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde sevgiyi, aşkı, acıyı, yalnızlığı, özgürlüğü, insanın insana muhtaçlığını vs incelediği denemelerden oluşuyor. İkinci bölümde ise daha çok şiirle ilgili dergilerde yazdıklarından bir derleme var. İlk bölüm bana çok hitap etti, o kısmı daha çok beğendim. Kitapta Şükrü ağabey çok güzel noktalara değinmiş. Sevmenin, aşkın, acının, yalnızlığın, insan ilişkilerinin özüne inmiş. Aşk varsa bu dünyanın daha katlanılabilir, anlamlı ve değerli olduğundan bahsetmiş. Bu konu üzerine çokça düşündüm kitabı okurken gerçekten de öyle, aşkın ve sevginin iyileştirici gücüne inanıyorum. Kitaptan şu alıntı çok güzel açıklıyor bu durumu; “Aşk benim kurtuluşum, soluğum, özgürlüğümdür. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep ya hiçtir." Acının da zaman zaman gerekli olduğundan bahsetmiş. Kitapta geçen şu cümleyi çok beğenmiştim. “Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci, sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin...“ Kitapta altını çizdiğim, beni oldukça etkileyen çok yer oldu, eminim sizleri de etkileyecektir. Tespitleri ve ifade tarzı çok hoş... Kitapla kalın, keyifli okumalar…
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,4bin okunma
Reklam
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.