Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Çok merak ettiğim bir kitaptı, ayrıca ismi çok ilgi uyandırıyor :) bu kitabı İran seyahatimde okumak için yanıma almıştım. İran’da tanıştığım Türkçe öğrenen bir arkadaşa hediye etmiştim o zaman okuyamadım. Yeniden temin ettim okumak için :)
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde sevgiyi, aşkı, acıyı, yalnızlığı, özgürlüğü, insanın insana muhtaçlığını vs incelediği denemelerden oluşuyor. İkinci bölümde ise daha çok şiirle ilgili dergilerde yazdıklarından bir derleme var. İlk bölüm bana çok hitap etti, o kısmı daha çok beğendim.
Kitapta Şükrü ağabey çok güzel noktalara değinmiş. Sevmenin, aşkın, acının, yalnızlığın, insan ilişkilerinin özüne inmiş. Aşk varsa bu dünyanın daha katlanılabilir, anlamlı ve değerli olduğundan bahsetmiş. Bu konu üzerine çokça düşündüm kitabı okurken gerçekten de öyle, aşkın ve sevginin iyileştirici gücüne inanıyorum. Kitaptan şu alıntı çok güzel açıklıyor bu durumu; “Aşk benim kurtuluşum, soluğum, özgürlüğümdür. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep ya hiçtir."
Acının da zaman zaman gerekli olduğundan bahsetmiş. Kitapta geçen şu cümleyi çok beğenmiştim. “Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci, sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin...“
Kitapta altını çizdiğim, beni oldukça etkileyen çok yer oldu, eminim sizleri de etkileyecektir. Tespitleri ve ifade tarzı çok hoş...
Kitapla kalın, keyifli okumalar…
Bir Garip Aşk Öyküsü, öyle bir kurguya sahip ki insanlığın içinde saklanan kötü karanlığın kimsenin bilmediği dehlizlerdeki yankısı ile imkansız denilecek kadar büyük bir aşkın hikayesini aynı anda sunuyor. İnsanın insana yaptığı kötülüklerin sonu var mıdır? Peki, insanın kendinden olmayana yapabileceği kötülüklerin sınırı var mıdır? Kötülük ve iyilik kavramları bildiğimiz anlamlarını nasıl yitirir? Bu çarpıcı romanı okurken yer yer soluğum kesildi, resmen dondum kaldım. Bir zamanların Avrupa’sında dinî kurumların çamurlaşmasının, kadının toplum içindeki yerinin, politikanın çirkinliklerinin ve bütün bunların arasında yitip giden hayatların hikayesi aynı zamanda roman. Akla hayale gelmeyecek detayları zaman zaman muazzam bir abartıyla anlatan yazar, müthiş bir hayal gücüyle sunduğu çarpıcı gerçekleri de barındırıyor romanında; öte yandan, aynı zamanda iyi bir müzisyen de olan İsveçli yazar, aşka getirdiği bakış açısıyla sizi kendine hayran bırakacak, emin olabilirsiniz.
Özgürlük istiyordum, soluğum kesilircesine!
Okuduğum en güzel klasiklerden biri.
Jane Eyre küçük yaşta kimsesiz kalınca dayısı onu yanına alır. Dayısı da hayatını kaybedince yengesiyle birlikte yaşamaya başlar. Yengesi onu yatılı bir okula gönderir. Böylece kahramanımızın özgür bağımsız bir kadın olmak için verdiği çabaları okumaya başlarız. Bu kitabı salt aşk romanı olarak okumamak gerekir. Kahramanımızın yaşadığı olaylar çerçevesinde Victorya döneminde toplumun kadına bakış açısını görmekteyiz.
#kitapyorumu #seldaileoku
Tüm bildiklerinizi unutun. Ben şahsen unuttum.
Nasıl bir kitap okudum böyle?
.
İlk 70 sayfada sıkıldım yalan değil ama ondan sonra benim tüm algılarım kapandı. Gerçi ilk sayfalarda da zemin yavaş yavaş hazırlanmış. Ama Felsefik cümleler beni oldum olası sıkıyor. Felsefe demeyin bana cinnet geçiriyorum.
.
Ne zaman ki o eve gidildi. Aha dedim tamam cinayetler başlayacak. Nasıl bir kafa yapısı var bende hâlâ çözemedim. Çünkü ev cinayet işleme potansiyeline sahip bir ev. Ya okul bölümü soluğum kesildi resmen. Gerilimin dibini gördüm. Ve o son. Resmen soğuk duş etkisi yarattı. Bir şeylerin sinyalini almıştım. Ama bu kadarını da beklemiyordum açıkçası.
.
HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ VE OKUNDUĞU GİBİ DEĞİLDİR.
.
Cidden yazar iyi iş çıkarmış. Tüm devrelerimi yaktı. Acaba nereye doğru gidiyorum diye diye sonunu gördüm. Hemde ne görmek...Teşhisim doğru çıktı.Başlarını dikkatli okursanız anlarsınız.
.
Psikolojik gerilim türünde muazzam güzellikte bir kitaptı. Elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir konusu vardı. Daha bir şey dememe gerek var mı? Yok dediğinizi duyar gibiyim.Okuyun. Ama lütfen dikkatli ve boş kafayla okuyun. Zira konusu fazlasıyla kafa dağıtan türden.
Kitap bitti ama bende bittim.. Sanırım uzun süre etkisinden kurtulamayacağım.. Meyra: Bir Bosna Hikâyesi, Avrupa’nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. yüzyılın en büyük trajedisine, Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor.. Tamamen gerçeklere dayanan kişisel hikâyelerden, acılardan yola çıkan Sinan Akyüz, sadece siyasi meseleleri etkili bir biçimde ortaya koymakla kalmıyor, mikro düzeyde iki insan arasında –komşu, arkadaş, sevgili, akraba– oluşan duyguları da ustalıkla gözler önüne seriyor.. #sinanakyüz kitaplarını her zaman keyifle okumuşumdur.. #Meyra da onlardan biriydi.. Her sayfasında ağladım, her sayfasında soluğum kesildi.. Mutlaka okumalısınız.. Asla pişman olmazsınız..
Keyifli okumalar efenim..
Hayatım da ilk defa unutamayacağım bir hatıra da yer edinecek şair Şükrü Erbaş. İlk defa bir şairin eserinin şahsıma imzaladığı bir anıya sahip oldum. Ve yine şükrü erbaş'ın çok güzel güçlü eserlerinden bir tanesi olan " Yaşıyoruz Sessizce " . Şiir dilinin samimiyeti ,sıcak kanlılığı kitabı bir solukta bitirmenize sebeb oluyor. Şiir saf sevgi , aşkın Şiir ile buluşmasıyla çok güzel bir boyuta ulaşıyor. Okurken şiirlerdeki bazı mısralarda kendimi etkileyecek çok güzel sözler ve anlamlar vardı. Bu zamana kadar geç kaldığım eserlerden bir tanesi daha olduğunu anladım.
[ ] Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim..
Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden..
Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı..
Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi..
Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim..
Şükrü Erbaş
