"Sence bir insan, kendisine yapılan kötülükleri karşısındakilere aynen uygularsa doğru davranmış olur mu?"
“Sonraki nesiller öncekilerin tüm düş kırıklıklarını ve gerçekleşmemiş hayallerini özümseyerek tam da onların vazgeçtiği yerden mi başlıyorlardı kaçınılmaz olarak… Şuan sadece geçmişin bir devamı mıydı.. Her söz, daha önce söylenenler ya da söylenmeden bırakılanlar üzerine söylenen bir son söz müydü..”
Reklam
Çünkü insan ahmak bir yaratıktır, son derece ahmak! Daha doğrusu ahmak değil de nankördür; eşine rastlanmayacak derecede nankördür.
Ömür boyu yapılan zikirler ve tesbihler, son nefeste bir kere ‘Allah’ diyebilmek içindir. ‎Dilini zikrullaha alıştır! ‎Aşkî Muzaffer Ozak Efendi (k.s.)
248 syf.
3/10 puan verdi
Kitap kapağına bayıldım, kendisiyle ilgili genelde güzel yorumlar da olunca büyük bir hevesle başlayıp, uzun zamandır aradığım kitap bu olabilir, beni sayfalara bağımlı yapar dedim ancak maalesef... O kadar saçmaydı ki nedense okuduğum herşey mantıksız geldi. İblis dünyası, okuduğumuz, biliğimiz tarihe onlarında eklenmiş olması ve yüz yıllardır dünyada onlarla yaşıyor olduğumuz bir evren de değildi mantıksız gelen... Karakterler tutarsız, hareketleri saçma ve çoğu yerde çocukça geldi bana. Yani bilemiyorum belki kitaplar 270 sayfa kadar değilde biraz daha uzun olsa ve konular pat pat işlenmese bana biraz daha iyi olabilirmiş gibi geldi. Ne hislerine, ne öfkelerine, ne intikam arzularına, ne de iki ana karakter arasında tam olarak neler olduğuna odaklanabildim ben. Sevemedim bir türlü. Her kitabın bir can alıcı noktada bitmiş olması bile bir sonraki kitaba geçmek için heyecanlandırmadı beni. İki kitap elimde var diye başladım ancak üçüncüyü okumam diye düşünüyorum. Çok uğraştım kısacık sayfaları biritmek için, belki bir yerde bağlanırım kitaba diye. Son kitap içinse hiç hevesli değilim, merak falan etmiyorum. Banane deyip geçiyorum. Wattpad de bile (sayılı bile olsa) çok daha güzel fantastikler varken neden dünya para verilip böyle saçma kitaplar çevriliyor onu da anlamıyorum. Çok gömdüm kitabı ancak fena halde sinirliyim hikayeye... Okuyup, beğenenlere sevgiler
Alevlerin Lordu
Alevlerin LorduC.N. Crawford · Olimpos Yayınları · 2023226 okunma
Körlük diye bir şey yoktur. Sadece görmeyi bilmeyenler vardır.
Reklam
Bilim, doğanın en son gizemlerini çözemez. Çünkü biz de doğanın, yani çözmek istediğimiz gizemin bir parçasıyız.
Sayfa 59
Ölüme hazırlıklı olanlar,ölümden korku duymak yerine onu ebedi bir vuslat vesilesi olarak telakki ederler.Bunlar Ölümü güzelleştirebilme 'nin huzuruna ermiş mesud kullardır.
Hiç aklıma yatmadı ya neyse...
Atlantis denilen yer Batı Libya'ydı. Bu medeniyeti yok eden sellerin nedeni, meşhur Mezopotamya ve Ogygia Selleri'ne benzer bir şekilde aşırı yağışlar olabileceği gibi, 12. ve 13. yüzyıllarda Hollanda'nın büyük bir kısmını koparan ve Zuider Zee'yi şekillendirdiği söylenen, hatta bütün sahil kısmını sular altında bırakan güçlü kuzeybatı rüzgarlarının neden olduğu son derece büyük gelgitler de olabilir.
Say yayınlarıKitabı okuyor
Akıbet meçhuldür.Firavun'un sihirbazları misali, dalâlet üzere yaşayıp âhir ömürlerinde hidâyete erenler olduğu gibi,Kârun ve Bel'am bin Baura misāli,hidâyet üzere yürüyüp,sonunda defterini hüsranla kapatmış olanlar da mevcuddur. Dolayısıyla bir kul, hangi mânevî makam, mertebe ve üstünlükte olursa olsun, nefs ve şeytan, dâimâ pusuda beklemekte ve fırsatını bulur bulmaz ayakları sırât-ı müstakîm'den kaydırabilmektedir.
Reklam
146 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar "Hayal gücümüz tamamen sınırsız ve özgürdür, onu kullanarak daha da özgürleşiriz. Hikayeler de bize onlarca farklı yaşam sunar. Birçok karakter, birçok mekan, birçok duygu... İşte bu kitapta hayal gücümle yolculuğa çıktığım hikayeler yer alıyor. Yolculuğumuzun iyi geçmesi ve içinde kendinizden parçalar bulabilmeniz
Renklerin Dönüşümü
Renklerin DönüşümüElif Çelebi · Kitayurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) · 202216 okunma
Freud, "büyük" Fechner'den, insanın "sefaleti"nin yanı sıra, nefs enerjisi, haz/acı, devamlılık ve tekrarlama kuramlannı dev­ raldı. Ona göre nefsle ilgili her süreçte hem eros hem de tanatos vardı. Eros (sevgi dürtüsü) daha büyük birimler oluşturmak is­ terken, tanatos (ölüm ve yok etme dürtüsü) tam tersini amaçlı­ yordu. Burada önemle üzerinde durulması gereken nokta, bu dü­ şünürlere göre tanatos'un eros'a göre daha temel bir ilke olduğuy­ du. Böylece ölüm, yok olma ve yok etme dürtüsü; "finis-son" ol­ manın ötesinde "telos", yani "nihai hedef' haline dönüşüyordu!
Resim