Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
En son araştırmalar, dolunay zamanında yirmi dakika daha az uyuduğumuzu ve uykuya dalmamızın beş dakika daha uzun sürdüğünü iddia ediyor. Aynı zamanda derin uykuyla ilişkili olan beyin aktivitelerimiz de yüzde 30 oranında azalıyormuş. Bu, ayı göremediğimiz ve karanlık bir odada uyuduğumuzda bile geçerlidir. Bu tuhaf gelebilir, ancak bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bir teori, ayın doğal zaman algımızda önemli bir yer tuttuğu, özellikle üreme amacı için vücudumuzun senkronize edilmesine yardımcı olduğu yönünde. Belki de tüm bu uykusuzluğumuzun bir amacı vardır.
Uçta olarak sınıflandırılabilecek bir çalışmada, on bir diyabet hastası sekiz hafta boyunca son derece meşakatli ve düşük kalorili (günde sadece 600 kalori aldıkları) bir rejimi sekiz hafta boyunca sürdürmüşlerdir. 600 kalori gerçekten pek çok kişiyi zorlayacak, aşırı bir rejimdir (günde iki tane tonbalıkli sandviçe denk gelmektedir). Fakat iki ay
Sayfa 380Kitabı okudu
Reklam
On yaşındayım, ama son zamanlarda olanlar bana kafadan yirmi yaş kattı. Kaç yaşındasın diye sorsan rahatlıkla 30 derim, hatta 40 bile diyebilirim, bazen oluyor 50'leri hissediyorum. İnsan 10 yaşında emekliye ayrılmak ister mi? Ben istiyorum. İçimdeki yaşam enerjisini sünger gibi emdi bu kasaba benim. Büyük olsam bir dakika durmaz çeker giderdim. Tası tarağı topla git bir sahil kasabasına yerleş! Torun torba bile istemiyorum. O kadar bıktım insanlardan .
Pomodoro Tekniği Nasıl Uygulanmalı?
Bir kitabı, oturup iki saati aşkın bir süre boyunca hiç ara vermeden okursanız, okuduğunuz şeyin ilk 20 dakikasını hatırlayabilirsiniz, belki sonrasında 30 dakika hedefinde, hatırlamada ciddi bir düşüş yaşarsınız ama okuduğunuz metnin sonunu hatırlamanız kuvvetle muhtemeldir. Bu noktadan hareketle, başlangıç ve son arasında, okuduğunuz şey hakkında düşünmeden ya da okuduklarınızı özümsemeden geçen durgun sürenin öğrenme açısından ölü bir alan oluşturduğu sonucu çıkar.
Sayfa 91
Her şey bitti...
Eski sınırla Sarıkamış arası 40 kilometre kadardır. Enver Paşa, yalnız ileri kumandası verir ve başka şey dinlemez. Birlikler dağlara, boğazlara saplanmışlardır. Soğuk, sıfırın altında 30 dereceye kadar düşer. Kar, tipi korkunçtur. Askerler açıkta gecelerler. Açlık, yorgunluk ve her dakika biraz daha eriyen birliklerin çöküntüsüne rağmen harekât
Sayfa 206 - Remzi KitabeviKitabı okudu
İyi şekerleme nasıl yapılır Şekerlemeden en iyi şekilde yararlanmak için işte birkaç ipucu: Kestirmeniz için en uygun zaman uyandığınız zamana bağlıdır. Örneğin, sabah beşte kalkarsanız öğlen birde, sabah dokuzda kalkarsanız da öğleden sonra üçte şekerleyin. Her zaman aynı saatte yapamazsanız bile, öğleden sonraları kestirmeyi hedefleyin. Bir araştırmaya göre, insanoğlu olarak içgüdümüz öğleden sonra nispeten kısa bir süre bir kez ve gece boyunca çok daha uzun bir süre uyumaktır. Öğleden sonra uyuklamak son derece doğal bir şeydir. Önceden planlayın. Gece boyunca çok az uyuyacağınızı veya hiç uyumayacağınızı biliyorsanız gün içinde 2 saatlik uzun bir uyku çekin. Araştırmalar, bu kadar uzun bir şe- kerlemenin 24 saate kadar dikkat sağlayabildiğini ve bir ön şekerlemenin, uyku kaybının etkilerini bir sonraki şekerle- meden daha iyi telafi ettiğini göstermektedir. Dinlendirici bir ortam oluşturun; orta oda sıcaklığında ve dikkat dağıtmayan, sessiz ve karanlık bir yerde kestirin. Derin ve hızlı dinlenmenize yardımcı olmak için meditatif nefes alma teknikleri kullanın. Genel bir kural olarak, uykunuzu kısa tutun, uyku tembelliğini önlemek için sadece 10 ila 30 dakika uyuyun. Geceleri uyku bozukluğunu önlemek için, asla 90 dakikadan fazla şekerlemeyin. Sizi uyandırması için bir alarm kurun. Doğru zamanda uyanacağımızı bildiğimizde rahatlamak ve uykuya dalmak daha kolaydır. Gününüze devam etmeden önce tam olarak uyanmak için kendinize zaman tanıyın. Derin, gittikçe güçlü nefesler alın ve kendinizi tamamen uyandırmak için yürümek gibi basit hareketler yapın.
Sayfa 110 - 111 - PdfKitabı okudu
Reklam
Eli Cohen'in suç üstü yakalanışı ve espiyonajı.
Eli, El Al'ın uçuşuyla önce Paris'e giderek orada İman Tel­mor (gerçek adı Emanuel Spector) ile buluştu. İman, Palmah saf­larında yer almış, bir süre Mossad'ın Fas'taki istasyon şefi göre­vini yürütmüştü. İman, Eli'nin İsrail pasaportunu aldı, Arjantin pasaportunu verdi. Amirlerinin, Eli Cohen'e verdiği talimatları
_Anormal bir duruma karşı gösterilen anormal tepki, normal bir davranıştır. _Korku, korkulan şeyi çeker, aşırı arzu da arzulananı yok eder. Korku, olayın anası, arzu, düşüncenin babasıdır. _İnsanlar kendilerini yaratırlar. Bazıları domuzlar gibi bazıları azizler gibi yaşarlar. İnsanın içinde her iki potansiyel de vardır ve hangisinin
Selma son işgal kuvvetlerinin ayrılışlarını her zaman hatırlayacaktı. Askeri töreni görmek için, annesiyle birlikte Dolmabahçe Sarayı'na gitmişti. Teyzeleri ve kuzenleriyle birlikte, sarayın Boğaziçi'ne bakan pencereleri önünde kümelenmişlerdi. Ekim güneşi mermer çeşmeler üzerinde oynaşıyordu. Boğaz'ın her iki yakasında halk rıhtımları doldurmuştu. Saat 10.30'da, bahriye bandosu önde olmak üzere, türk piyade müfrezesi meydandaki yerini aldı. Beyaz ay yıldızlı kırmızı bayrak dalga dalgaydı. Birkaç dakika sonra fransız birliği geldi. Arkadan italyanlar ve ingilizler yerlerini aldılar. Türklerin karşısına sıra halinde dizilmişlerdi. Bir kenarda kordiplomatik, hazırola geçmişcesine, dimdik ayaktaydı. 11.30'da müttefik yüksek komiserleri göründü: General Pellè, General Harrington, Marki de Garroni. Sırmalı üniformaları ve solgun yüzleriyle! İstanbul valisi heyecanını zor saklayan adımlarla ilerledi. Bando sırasıyla ingiliz, fransız ve italyan marşlarını çaldı. Sonra türk marşı, rüzgarda ddalgalanan al bayrağın gölgesinde, ağır ağır gökyüzüne doğru yükseldi. Müttefik birlikler türk bayrağını selamladıktan sonra yerlerinden ayrıldılar ve kendilerini bekleyen tenelere bindiler. Savaş gemilerinden herbiri, kendi milli marşlarının eşliğinde, beş yıldır hüküm sürdükleri türk sularını terk etmeğe başladılar. Halk sessiz, onları gözleriyle izliyordu. Marmara'nın mavi sularında ufak bir nokta oluncaya kadar... Dolmabahçe Sarayı'nın penceresinde, yetişme çağında bir kızçocuğu, annesinin elini sıkıyordu, gözyaşları içinde birbirlerine gülümsüyorlardı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Birliğe ulaşmanın bir yolu da ister sanatçı ister sanatçı olsun yaratıcı faaliyette bulunmaktan geçer herhangi bir yaratıcı çalışma içinde bulunan kişi kendi dışındaki dünyayı temsil eden nesnesi ile kendini bütünleştirir ister masa yapan bir marangoz ya da Elmas işleyen bir kuyumcu olsun ister ürününü yetiştiren Çiftçi ya da resmini boyayan
Reklam
Çin'de iyi bir dinleyici olmak önemlidir. Çinliler geçmişteki başarılarıyla gurur duymaktadırlar. Çinliler kolektif toplum anlayışına sıcak bakarlar. Çinlilerle konuşurken genelde ben kelimesini kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çinliler Batılılardan daha sakin görünüşlü insanlardır. Onlar sevgilerini, heyecanlarını açık olarak göstermekten
Sayfa 102Kitabı okudu
Karnından 12 litre su alınmasına rağmen ızdırabı dinmiyordu MUSTAFA KEMAL
"Bir gün evvel 40 dakika kadar bayanlarla görüşmüş ve diğer bazı zevatı kabul etmiş. Şüphesiz yorulmuştur. Odasına girdik. Yatakta yatıyor, kendini hiç bilmiyordu. Mütemadiyen bilhassa sağ bacağını çekiyor. Kollarını oynatıyor, başının vaziyetini değiştiriyordu. Gözleri açık, bakış mânâsız idi, bazen: 'Off!...' diyordu." (age, s. 6) "Aman dil" "Bu günler için Dr. İ. A. Özkaya şöyle diyor: "16 Ekim pazar günü saat: 14.30'u gösterirken Dr. Neş'et Ömer İrdelp ile Prof. Dr. M. Kemal Öke, M. Kemal'in yattığı odanın koridorunda bazı ilaçları hazırlamaktaydılar. M.Kemal yatağında oturmuş devamlı olarak öğürüyordu. Bir taraftan da: "Bırak, bırak..." diye bağırıyordu.
Sayfa 125
Şifa olsun efenim
ZENCEFİL ŞERBETI İÇİNDEKİLER 500 gr zencefil . 4 adet limonun suyu 150 gr şeker • 2 litre su . 1 adet vanilya çubuğu YAPILIŞI Zencefiller soyulur ve zencefillere limon suyu ilave edilmiş su eklenir. Karışıma şeker eklenerek 30 dakika bekletilir. Şerbet içilmeden önce süzülür ve son olarak vanilya çubuğu eklenir. Afiyet olsun!
Sayfa 157 - Turkuaz kitap ikinci baskı Ekim 2021
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.