Bir bahçıvanın oğlu olan Gauss, daha ilkokulda okurken kendini göstermiş. Bir gün öğretmenleri yaramazlık yapan sınıfa bir ceza vermiş: Birden yüze kadar sayıları toplayıp getirin bana, demiş. Herkes hesap yapmış, sayfalar doldurmuş. Gauss birkaç dakika düşündükten sonra defterine bir satır yazıp hocaya uzatmış. 'Nasıl olur canım?" demiş öğretmen, 'Senden akıllısı yok mu?" Herhalde yokmuş. Öğretmen bile bu kadar akıllı değilmiş. 'Çok kolay öğretmenim,' demiş Gauss, 'Birden yüze kadar sayıları düşündüm: İlk sayı bir, son sayı yüz. Toplamları 101 ediyor. Sonra, baştan ve sondan iki sayıyı düşündüm: 2 ve 99. Onların da toplamı 101. Sonra 3 ve 98, sonra 4 ve 97... hepsinin toplamı 101. Bu 101'lerden ne kadar var? Yüzün yarısı kadar. Öyleyse 100/2 ile 101'i çarparım. İs- tediğiniz toplam 5050 olmalı. Öğretmen şaşırdı; çünkü bu metod matematik dünyasında bilinmiyordu henüz. Küçük Gauss'un bulduğu yeni bir formüldü. 100 rakamı yerine 'n' sayısı konulursa, 1'den 'n'e kadar sayıların toplam formülü çıkıyordu ortaya n (n+1)/2. Öğretmen ertesi gün Gauss'a, bulabildiği en iyi matematik kitabını satın alarak hediye etti.