Duyarsızların anlamayacağı türden bir hikaye...(mehmet reşad)
9-10 yaşlarındayken evimizin yanındaki parkta, bi duvar kenarında yatıp kalkan, orada yaşayan bi adam vardı. 30'lu yaşlarında, siyah beresi, krem, kirlenmiş kazağı, yırtık kadife pantolonu ve artık dikkatli bakınca yırtıklarından ayakları görünen ayakkabılarıyla çocukları izlerdi. o adamı oradan gidene kadar ben bi daha hiç doyasıya mutlu olup
40 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Neredeyse iki yıldır takip ettiğim derginin bu sayısında Ece Temelkuran’ı görememek beni üzdü. Bu sayıda Leonardo da Vinci’yi yakından tanıma fırsatına erişiyorsunuz. Derginin kapağında Mona Lisa olsa da, içeriğinde uzunca bahsettiği “Son Akşam Yemeği” tablosu çok daha ilgi çekiciydi. Genel anlamda okuması çok keyif verici olan Kafkaokur Dergisinin bu ve önceki sayılarını okumanızı tavsiye ederim. :)
KafkaOkur - Sayı 34 (Aralık 2018)
KafkaOkur - Sayı 34 (Aralık 2018)KafkaOkur Dergisi · Kafka Okur Dergisi Yayınları · 2018475 okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
“...şimdi yaşasaydı yirmi beşinde olacaktı ama ölmüş olduğuna göre artık daima yirmi üç yaşında olacak, bu onun yazgısının değişmez kavisi, sıfırdan yirmi üçe, anne babasının daha uzun yaşam kavislerinin içlerinden geçip onları aşmak yerine, aralarında sıkışıp kalmış küçük bir eğri.” ••• Ağır Ölüm, kitapçıda gezerken yeni çıkanlar bölümüne bakarken gözüme ilk çarpan kitaplardan biriydi. Okumaya başladığımda kitaba dair belli bir beklentim yoktu ve sadece heyecanla okumak istiyordum. Fakat beklentilerimin çok üstünde bir okuma yapmış oldum, adeta bir dizi izler gibi hiç durmadan okudum kitabı ki bu uzun süredir yaptığım bir şey değildi, genelde kitapları yavaş yavaş okumayı tercih ederim. Ancak Ağır Ölüm’ü okurken elimden bırakmak istemedim ve bir bölüm daha diye diye kitabı bitirdim. Kitabı bu kadar övdüğüme göre konusundan da bahsedeyim; birbirinden farklı hayatlarıyla, küllenmiş ilişkileriyle, tazeleyici umutlarıyla ve orta yaş buhranlarıyla geçmişten süregelen arkadaşlıklarıyla 12 kişinin buluştuğu bir Şükran günü yemeğini anlatıyor kitap. Ve sarkastik biçimde bu Şükran yemeğinde buluşan arkadaşların kaderleriyle ilgili son sözü söyleyen bir Tanrı da var bu yemekte. Nancy Huston bu eşsiz karakterleriyle gündelikmiş gibi görünen sohbetlerin ardına gizlenen sırları ve derin yaraları ince ince işleyip okuyucunun gözlemleme yeteneğine bırakmış. Aynı zamanda dile getirilemeyen korkuları dile getirme görevini de Tanrı’ya bırakmış. Kısacası yazar, Ağır Ölüm’de çağımızın trajedilerini “Son Akşam Yemeği” tablosu alegorisiyle bir insanlık komedisi biçiminde eşsiz bir şekilde anlatmış.
Ağır Ölüm
Ağır ÖlümNancy Huston · Sel Yayıncılık · 202140 okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Leonardo da Vinci... Filozof, astronom, mimar, müzisyen, heykeltıraş, botanist, jeolog, kartograf ve daha bir sürü sıfat... Rönesans aydını olunca, sıfatlar da böylesi fazla oluyor işte. Bu cümle sanki Leonardo gibi bir adama pek yakışmadı gibi. Yoksa biz mi gözümüzde fazla büyütüyoruz onu. Rönesans dediğimiz zaman ya da Reform ya
Salaì'nin Yumurtası
Salaì'nin YumurtasıRita Monaldi · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201228 okunma
Son kauai kuşunun ötüşü > son akşam yemeği tablosu
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Reklam
60 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.