Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Mobbing Bank Diyor ki;
Kuklalar Arasında ki Kör Dövüş Kuklacı ile savaşan bir tek Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıdı dünya ve insanlık. Gerisi kuklacı lehine kuklalar arası dövüşten ibaret. Kuklacı ile savaşalım diyen çok az olduğu için fırsat büyük. Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını
Reklam
Aynı dili konuşmadan konuşmak..
.. kimsenin uğramadığı bu yere oturdum. Burayı artık benimsemiştim. Burada ilk kez okuyup bitirmiş olduğum kitabın alıntısını taşın üzerine yazıp bana ait olduğunu da tescille-miş olmuştum. "İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü var." sözleri Kürk Mantolu Madonna isimli kitaba ait olup bana da beni hatırlatıyordu. Oturup çantamdan suyumu ve yeni başladığım kitabı çıkarttım. Kitabı alıntıyı yazdığım yerin yanına bırakıp su içeceğim sırada bana ait olmayan bir başka yazıya denk gelmiştim. Buralara benden başka kimsenin uğramadığına emindim. Bu yüzden bana ait olmayan bu yazıyı görmek büyük bir heyecana kapılmama sebep olmuştu. "Niçin rüzgârlı son- bahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?" diye devam ediyordu. Rastlantı olduğuna inanamayacak kadar güzel olmasının nedeni ise bu alıntının da yine benim yazdığımla aynı kitaba ait olmasıydı. Yerimden kalktım ve çevreme bakındım ama ne birisine denk geldim ne de herhangi bir canlının varlığına. Gündüzleri bir iki tane yaşlı ablanın gelip burada yürüyüş yaptığını biliyordum ama benim oturduğum bu yere hiç kimse uğramazdı. O gün kitabımı okumak için orada vakit harcamadım. Derin düşün
Sayfa 186 - İkinci adam yayınlarıKitabı okuyor
"Aslında hiç önemli değil tabii." Bir refleksi andıran bu cümle, izzetinefis sahibi bütün insanların, en ciddi durumlarda da, en küçük olaylarda da, aynen kullandıkları bir cümledir; her durumda, bu örnekte de olduğu gibi, önemsiz diye ilan edilen şeyin aslında o kişiye ne kadar önemli geldiğini açığa vurur; bazen trajik bir cümledir bu; biraz gururlu her insanın, bel bağladığı son umut da elinden alındığında, ricası reddedildiğinde dudaklarından fırlayan ilk cümledir ve o zaman çok acıdır: "Ya! Neyse, hiç önemli değil, başka bir çaresini bulurum." Başvurmak mecburiyetinde kalması hiç önemli olmayan bu başka çare, bazen intihardır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Hayat bu: Bir bakarsın her şey bir anda son bulur, bir bakarsın yeniden canlanır
Umut, imkansız gibi görülen ya da düşünüleni, düşünmeye ve sorgulamaya başladığımızda başlar.
Sayfa 43 - Söz: Şemsi TebriziKitabı okuyor
Reklam
¶¶ Biliyor musun Viktor? Umut, insanın ayağına batan bir cam kırığı gibidir. Ayağında bulunduğu müddetçe, attığın her adımda canını yakar. Çıkarılıp atıldığında ise bir müddet kanar, iyileşmesi biraz zaman alır fakat sonunda yürümeye devam edersin. ¶¶
Havanın ve güneşin coşkusuyla özgürlükten başka bir şey düşünmek bana imkansız göründü; umut etrafımdaki gün ışığı gibi içimi kapladı ve kendime güvenerek özgürlüğü ve hayatı ümit eder gibi hakkımda verilecek kararı bekledim.
Yağmur u çok özledim
… geldiğim zaman her zaman aynı his ile karşılaşıyorum. Bulutlu bir gün, yağmurlar yağıyor ve sanki tek ıslanmayan benim. En güzel manzaralara kör, sonbahardan sonra kış, kıştan sonra yine sonbahar. Hep iki mevsim. Renklerini kaybeden bir gökyüzü, susuz kalmış bir nehir gibiyim. Her şeyin telafisi var ama sana son kez sarılamıyor oluşumun bir telafisi yok.
Sayfa 146 - İkinci adam yayınlarıKitabı okuyor
İçimdeki sana dokunmayan…
Yerine başkasını koymayı denedim. Sana karşı beslediğim duyguları bir başkasında yaşatabilirim sandım ama delirmenin eşiğine geldiğim zaman bu yaptığımın yanlış olduğunu anlayabildim. Karşıma geçen herkesin yüzünde seni aradım, her kurduğu cümlede sana ait bir şeyler aradım. Belki beni incitmez ama karşımda benim için orada olan kişiye bunu yapmak büyük bir haksızlıktı. Yalnız son zamanlarda ruhuma dokunmayı başaran hem içimdeki sana dokunmayan hem de kendisi olduğu için sevmeyi başarabildiğim birisi ile birlikte olmanın sevinci ile geldim buraya.
Sayfa 147 - İkinci adam yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Psikiyatride af yanılması adı verilen bir durum vardır. İdama mahkum edilmiş bir insan infazından kısa bir süre önce bile son dakikada affedebileceği yanılsamasına kapılır. Biz de umut kırıntılarına turunmuş ve son dakikaya dek o kadar da kötü şeyler olmayacağına inanmıştık.”
Sayfa 24 - OkuyanusKitabı okuyor
Graham, getiriler umut verici olduğu zaman, piyasanın "son zamanlardaki getirileri"ne odaklanmanın "aynı derecede muhteşem sonuçların, adi hisse senetleri için gelecekte de beklenebileceği şeklinde oldukça mantıksız ve tehlikeli bir sonuca yol açacağı" konusunda uyarmıştır.
Sayfa 106 - Epsilon YayıneviKitabı okuyor
Son insan ölene kadar iyiliğe dair umut var olacak.
Birkaç gün önce, açlıktan ölmek üzere olan bir tutsak, biraz patates çalmak için bir patates deposuna girmişti. Hırsızlık fark edilmiş ve tutsaklardan bazıları soyguncu görmüştü. Kamp yetkilileri bunu duyduğunda, suçlunun onlara verilmesini, aksi taktirde tüm kampın bir gün boyunca aç bırakılacağını söylemişlerdi. Normal olarak 2 bin 500 kişi açlığı seçti.
Sayfa 91 - 1.Kısım:Toplama kampı deneyimleri
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.