"Sait Faik'i, Sait Faik yapan, bütün o yüksündüğü özellikleriydi. Aylaklığıydı. Okul kaçkını başıboşluğuydu. Hiçbir ciddi işi ucundan tutamayan gelgeçliğiydi. Sonunda kendini olduğu gibi kabul etti. Dünyadaki, toplumdaki hikâyeci yerini, bilinçle aldı. Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu."
(Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983)