Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
“Ben ne okudum yahu!” tepkisini hepiniz duymuşsunuzdur. Net olarak şunu söyleyebilirim ki, bu tepkiyi daha çok hak eden başka bir kitap okumamıştım. Hayretler içerisindeyim, özellikle son bölüm beni dehşete düşürmüş durumda ve bu inceleme zor olacak. Daha sonsözü gördüğüm anda Ali Ece çığlıklarımı atarak: “Dalga mı geçiyorsun be!” demiştim, çünkü
iffetli olmaya en ufak bir eğilim duymuyorum, tersine, ahlâksızlığa son derece eğilimliyim; ama, Dolmance, merhamet, iyilik yapma, duyarlı bazı ruhlara mutluluk vermez mi?
DOLMANCE: Eugenie, nankörler yaratan erdemler bizden uzak dursun! Kesinlikle yanılma, sevimli dostum: Đyilikseverlik, gerçek bir ruh erdemi olmaktan çok, kibrin bir
Herkese merhaba , uzun bir süreden sonra yeni bir inceleme ile sizlerle birlikteyim. Sanırım bu kitap hakkında düşüncelerimi yazmadan ölmek istemediğim için yazıyorum. Okurken bile yutkunmakta zorlandığım şeyleri nasıl yazıya dökeceğimi bilmeyerek başladım . Ama sonra düşündüm ve dedim ki küçücük bedenler bununla başa çıkmaya çalışırken sen nasıl
Param olduğunda, benim de son derece orijinal biri olduğumu göreceksiniz. Paranın en bayağı, en iğrenç yanı insana yetenek bile verebilmesidir. Dünya batana kadar da vermeye devam edecektir.
Tolstoy, 1870 senesinde eşi Sonya’ya, yüksek sosyeteden kocasını aldatan bir kadının romanını yazacağını söyler. Ancak kendisi açısından tüm problemin; “bu kadını acınası kılmak ama hor görülecek biri gibi yansıtmamak olduğunu” da ekler. Peki böyle mi olmuştur? Bu tasarının fazlasıyla gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
1872 senesine gelindiğinde
BİR NARSİST TÜKENİŞ’İN ANALİZİ
Yazıldığı yıl 1891’den beri okuyan herkes yaşlandı, bir tek bu roman ilk yazıldığı zamanki gibi hep genç kaldı. Her gelen yeni neslin hayranlıkla okuduğu roman –
『 Bizim işimiz kitap doldurmak değil, ahlakımızı yapmaktır. 』 -Montaigne
Mont abim gene haklı... Bu söz yazarların "çiğnenmemesi gereken yasalar"ından biri olmalı...
Eleştirmek için okuyanlar mı?
Eleştirmek için eleştirenler mi??
Artık hangi gruba mensup olduğumu bilmiyorum... Pek farketmiyor bana aslında yeter ki eleştireyim :)
Param olduğunda, benim de son derece orijinal biri olduğumu göreceksiniz. Paranın en bayağı, en iğrenç yanı insana yetenek bile verebilmesidir...
👤| F. Dostoyevski
“Esir Şehir” serisinin ikinci kitabı olan “Esir Şehrin Mahpusları”, kahramanımız Kamil Bey’in hapishane yıllarını anlatıyor. Fonda, işgal altındaki İstanbul’da saray ve zengin çevresi işgalci devletlerle iyi -ve bol akçeli- ilişkiler kurmaya çalışır, Kuvayi Milliyeciler Anadolu’da “Sarı Paşa”nın ardında Yunanlılarla savaşırken, Kamil Bey ise halkı