Spoiler İçerebilir...
Bu kitabı benim için çok değerli bir arkadaşım hediye etmişti.Demem o ki okuma listemde olan bir kitap değildi.
Öncelikle bu kitabı okurken düşündüğüm kitapların cinsiyeti olsa bu kitabın cinsiyetinin kesinlikle erkek olacağıydı.İlk başlarda daha iyi ilerlemişti. Komikti.Şimdilerde eşinden,çocuklarından ve ev taksitlerinden bıkmış şişko bir adamın geçmişine tanıklık yapıyoruz ilk başta.Bu adam balık tutma tutkunu olan tombik ya da şişko lakaplı George Bowling .Bir savaşın tanıklarından ve diyebiliriz ki savaşı yaşayanla yaşamayan bir değildir sonucuna varıyoruz onun tecrübeleriyle .Savaşı yaşayanlar savaştan ve yıkıcılığından korkarlar.Yeniden başlayacak bir savaş onların en büyük kabuslarındandır.
Kahramanımız 45 yaşlarında George çocuklarından, hayatından biraz uzaklaşmak için geçmişe sığınmak ister. Ama görür ki hiçbir şey artık eskisi gibi değildir.Tutamadığı balıkların olduğu göl de artık orada değildir.Son kısımlara doğru biraz hüzünleniyorsunuz kahramanımızla.
Düzgün bir inceleme olup olmadığı konusunda çok emin değilim.Kitabı konusu diye bir şey çok da söz konusu olmadığından mütevelli olabilir.Bazı kısımlarında inanılmaz sıkıldım.O yüzden okumam da çok uzun sürdü.Konu olarak hitap etmese de George Orwell'ın yazım tarzını sevdim.
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158.7k okunma
Satranç, sitenin sanırım en çok okunan/incelenen kitaplarından biri. Kitabın yanında çok sevdiğim yazarla ilgili de bir şeyler yazmak istiyorum bu sefer.
Dr.B, Naziler tarafından dış dünyadan tecrit edilmiş bir otel odasında, zaman mefhumundan uzak, bir yatak, bir masa, bir lavabo ve dışarıyı göremediği demir parmaklıklı bir penceresi olan odada
Yine bir Cuma günü başladık kitabımıza. Gene Hak aşkıyla dolu bir Hak aşığımızın ağzından dinledik hikayelerimizi. Bu sefer de Konya yolunda yazmış sanırım yazılarını. Adam gerçekten bana farklı hissettiriyor okurken ama yalan olmasın o ilk kitabın etkisini göremedim. Tabi bu kitabın kötü olmasından değil, o kitabın çok iyi olmasından kaynaklı bir
K. 'ya ithaftır.
Eskiden her şey daha yavaş değişirdi sanki. Türkiye’nin en zengin beş ailesini alakalı alakasız kime sorsanız; Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Yaşar, Çavuşoğlu ya da Ercan ailesi derdi. Ben bu tür gereksiz bilgileri iyi bilirdim. "Komprador burjuvaziye" hem kızar hem onları
Aslında çoğumuzun içinde olan kötülükleri bir anda yüzümüze vuran güzel bir eser ve okuduğum en iyi ilan-ı aşk var bu kitapta.
Onun dışında her alanda belirtilen mermi gibi fikirsel cümleler var. Dönemin popüler yazarlarına fena giydirilmiş acımamış.
merak edenler için karakter analizi;
Ömer : Sabahattin Ali'nin kendisi,
Bedri: Sabahattin Ali'nin olmak istediği adam,
Nihat: Hüseyin Nihal Atsız
İsmet Şerif: Peyami Safa
Şair Emin Kamil : Necip Fazıl
Prof. Hikmet : Mükrimin Halil Yinanç
tatar suratlı herif: Zeki Velidi ya da Abdülkadir İnan imiş.
Nihal Atsız bu kitaptan sonra Sabahattin Ali'ye dava açıyor. Olaylar uzayınca turancı bir grup Sabahattin Ali'ye saldırıyor. 3 Mayıs'taki ikinci duruşmada Atsız yanlısı kalabalık bir öğrenci grubu Ankara sokaklarında yürüyüş yapıyor. Sabahattin Ali'nin kitapları yakılıyor. polisin karışması ile olaylar büyüdükçe büyüyor. Mayıs'taki son duruşmada Nihal Atsız, 4 ay hapis cezasına çarptırılıyor.
kitabı okurken hem hüzünlenip hem sinirleneceksiniz. listenize eklemenizi mutlaka öneririm.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.8k okunma