Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227,3bin okunma
Genç Werther’ın Acıları
Sevgi görmeyen bir adam olduğu için bu denli yoğun bir aşk duygusuna kapılmıştı belki Werther. Öyle yoğun bir aşk ki kendinden bile vazgeçecek kadar! Sahi aşk kendi ruhundan vazgeçmeye değer miydi? Bedenen demiyorum çünkü biliyorum ki aşkın beden üzerinde yalnızca zevk verecek kadar bir etkisi var ama ruhun zevkten öte bir yanı var. Öyle ki aşkın ruhları bağlaması bedenleri bağlanmasından daha kuvvetli bir etkiye sahip. Werther’in aşkı ruhsal bir bağlanmaydı fakat Charlotte ona karşı aşka dair bir bağlanmaya sahip değildi. Werther bunu kabullenirse ruhunun ıstırapta boğulacağını hissetmişti belki de. Ve evet kabullendi ve bu acı dolu ıstırabına son vermek için ruhunu, kaybetmiş aşıklar gibi gökyüzüne teslim ederek dünyadan gitti. Bu muhteşem roman mektup türünde yazılmış bile olsa konusunun ele alış biçimi roman edalığı taşımaktadır. Döneminde birçok genci etkilemesi üstelik etkisiyle de kalmayıp tıpkı kendisi gibi ruhu yalnız gençlerinde onun gibi intihar etmesi etkinin ne denli büyük olduğunu kanıtlar niteliktedir. Bir aşk acısından ziyade ruh sancısı, sevgisiz kalan yalnız bir adamın bunalımından başka bir şey değildir bu kitap. 
Johann Wolfgang Von Goethe 
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,6bin okunma
. Şubat 1935'den Mart 1948'e kadar Sabahattin Ali tarafından eşi Aliye ve kızı Filiz'e yazılan mektuplar. .
. Aliye ile resmi başlayan yazışmalar, tarihler ilerledikçe aşk mektuplarına daha sonra da hasret ifadelerine dönüşmüş, kötü vaziyetlerde dahi ailesini ihmal etmemiş, her fırsatta onları düşündüğünü en güzel cümleleriyle eşine ve kızına yazmış Sabahattin Ali... .
. Mektuplarda en dikkat ettiğim şey, Sabahattin Ali'nin hitap şekilleri oldu. Aliye ve Filiz'e öyle içten sevgi sözcükleri kullanmış ki tebessüm etmemek elde değildi. Tanışmalarını, evliliklerini, kızlarının doğmasını, Sabahattin Ali'nin cezaevinde geçirdiği ayları, Markopaşa dergisinin aşamalarını, yazarın para sıkıntılarını, gelecekten umduğu güzel günlere inancını ve tarih ilerledikçe peşini bırakmayan özlemi okuyoruz mektuplarda. .
. Yazdıklarını okurken hem hüzünlendim hem de mektuplarındaki samimiyete hayran kaldım. Eşine ve kızına, ne şartlarda olursa olsun hiçbir şekilde umutsuzluk aşılamayıp onları hep daha iyisini düşünmeye teşvik etmiş Sabahattin Ali. .
. Okuyup bitirince, yazarın yaşadığı son anı düşündüm, ölünce çantasından çıkan Balzac romanını, kırık gözlüğünü, Aliye'nin fotoğrafını, mektuplarını düşündüm.. Ve onu öldüren Ali Ertekin'in birkaç hafta sonra aftan yararlanıp salıverilmesini düşündüm.. Bir kez daha sevdim Sabahattin Ali'yi.. .
Canım Aliye, Ruhum Filiz 
Sabahattin Ali
