Vakti ile bir padişah, kendisine bir vezir bulmaya karar verir ve kocaman bir kapı yaptırır. Yaptırdığı kapının ortasına da onlarca kilit taktırır. Kimi kilit , kimi halka kilit derken baştan aşağı her yere kilit dolar ve sonra vezir adaylarını bir bir çağırır. İlk giren adama sen der, benim vezirim olmak istiyorsun değil mi? O da evet der. Eğer benim vezirim olmak istiyorsan şu kapıyı anahtar kullanmadan, levye kullanmadan hiçbir alet edevat kullanmadan açmanı istiyorum. Vezir adayı döner bakar kapıya. Padişahım bu mümkün değil! Kaldı ki anahtar bile olsa bu kapıyı açmak saatler sürer, der. Padişah, peki sen sık öteki gelsin der. Öteki gelir, padişah ona da aynısını söyler. O da efendim anahtar bile olsa deyince, tamam tamam der padişah, çık öteki gelsin öteki gelsin derken hepsi gelir, en son vezir adayı girer içeri. Padişah, "sen vezir olmak istiyor musun?" Diye sorar "evet " der vezir adayı. Peki, eğer vezir olmak istiyorsan şu kapıyı anahtarsız, levyesiz hiçbir alet edevat kullanmadan açmanı istiyorum. Adam, kapıya şöyle bir bakıp döner ve padişaha, devletli Sultanım aslında aklım der ki bu kapı böyle açmaya açılmaz lakin bize itmek düşer. Elini şöyle kapıya uzatıp hafif dokunarak ittiğinde kapının açılı verdiğini aslında bu kilitlerin hiçbirinin kapalı olmadığını görür. Bütün kilitler açıktır ve adam padişahın veziri olur.