Derken beynindeki minik bir damar tüm bu acılara son vermişti. Her şey birden uçup gitmişti: Benliğinin o sıra dışı evreni, duyularından gelen verilerle dolu o bereketli hazine, koca bir yaşamın anıları, acı, cesaret, mücadele ve zafer deneyimleri, cerrahlardan ve hemşirelerinden oluşan bir organ nakli ordusu, yaşadığı korku, hıçkırarak ağladığı saatler, güç bela iyileşmesi... Hepsi ne içindi? Ne için? .........
"Yanınızdaki kişiye değer verin! Kırmayın onu. Durup durup sevdiğinizi söyleyin. Özel hissettirin. En ufak bir şeyde bitti demeyin. Ağlatmayın, üzmeyin.. Neden mi? Çünkü ölümün saati yok! Belki son sarılmanızdır. Belki son görüşünüzdür. Belki saatler sonra ona değil de artık toprağına dokunacaksınız. O değil de toprağını öpeceksiniz. Belki ettiğiniz kavgalara bile pişman olacaksınız. Keşke yanımda olsa da sarılsam diyeceksiniz. Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra değil, şu an bilin. Toprak aldığında geri vermez. Çünkü ölümün saati yok!"
Reklam
Ölsün, dediğin her yerde bittim Olsun, dediğin hiçbir yerde yoktum … Sevgilim, en son ayrıldığım eşim Saatler bir ileri alınmış, onun için geç kaldım...
Sayfa 560Kitabı okudu
Beni son gördüğünden beri, keder beni bu hale getirdi Kaygıyla geçen saatler, zamanın biçimsiz eliyle Yüzüme garip çizgiler çekti.
bazen, hayat
Bazen hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bazen, ömür dedikleri öyle upuzun saatler, günler, aylar, yıllar, yaşlar, bir sürü suratlar, şehirler, bitmez yollar değil. Seneler bir yolunu bulup geçirilir. Bu şehirden o şehre kaçıp gidilir. Mevsimler değişir. Yağmurlar yağar. Birkaç yabancı gelir ve gider. En sonunda akılda, yürekte, hatırda kalansa
Sayfa 26 - BAZEN, HAYAT / Aysu AltaşKitabı okudu
Geçiyor saatler, günler uçarak; Artık bütün yollar geride kaldı Göz mesafesine girdi son durak
Sayfa 222 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.