Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
2013 Eylül Düğün yemeği muhteşem geçiyor. Cinayet masasından Başkomiser Aylin Türkoğlu ve tüm ekibi; sonbaharın son ılık akşamlarından biri olan bugün, adli tıptan Doktor Zeynep ve narkotik ekibinin yardımcı komiseri İsmail’in düğün kokteylinde bir aradalar. İstanbul’un muhteşem boğaz manzarasına karşı verilen davette, tüm ekip günün yorgunluğunu atmaya çalışıyor. Yüzlerdeki tebessüm yoğun. Herkes genç çiftin ne kadar uyumlu olduğundan bahsediyor, mutluluklarına şahitlik ediyor. Aylin, yardımcısı Sinan’ın alkol almasına sitem ederek yavaşlaması konusunda onu uyarıyor. “Biraz yavaş… Şişede durduğu gibi durmuyor. Seni yarın alkol komasında ziyaret etmek istemiyorum! Ayrıca Pelin’in hamile olduğunu unutuyorsun, o burada yok diye benim de olmadığımı varsayma.” Sinan muzip muzip gülerek, “Bir şey olmaz, daha ikinci kadehteyim. Hem ne kadar uzun zaman oldu böyle güzel bir olaya tanıklık etmeyeli... Pelin için endişelenme, acil bir durum olursa arayacağı kişi sensin zaten.” Aylin, yardımcısına sözde hak vermese de doğru söylediğini biliyordu. Aylin’in içi ürperdi bir an. Sanki hava akımı eskilere gerilemişti.
Tene değmiş günahlar için başlayacak azalar şahitlik etmeye bir bir… Ne yalan kalacak, ne dolan… Dönüşecek her şey gerçeğe… Sadece gerçeğe...
Reklam
Engin Akçay & Fatih Sezgin - Dini Jeopolitiği Anlamak
Orta Doğu, insanlık tarihine şahitlik eden özelliğiyle son derece zengin bir tarihsel, kültürel ve siyasi ve dini mirasın zeminidir. Bu zemin, tarih boyunca pek çok medeniyet güzelliğine sahne olduğu kadar rekabetin, gerilimin ve savaşın da en şiddetli örneklerine tanıklık etmiştir. Bu kadim coğrafyada, yüzyılların birikimini dikkate alan ve birlikte yaşama kültürüne değer veren yönetimler olduğu sürece huzur hâkim olmuştur. Aksi halde dini jeopolitik, Henry Adams'ın siyaset tasvirinde belirttiği gibi kolayca "nefretin sistematik organizasyonuma dönüşebilen bir karakteristiği de haizdir. Zaten farklılıkları önceleyen her politik yaklaşım bölgeyi kaosa sürüklemiştir.
A’râf 7: 172-173
172. Rabbin, her ne zaman Ademoğullarının bellerinden soylarını çıkarmayı / insan neslini oluşturmayı kararlaştırdıkça, onlardan kendi nefsleri için söz alır ve birbirlerine birbirlerini şahit tutarak: "Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sorunca, "Evet, şahitlik ediyoruz, Sen bizim Rabbimizsin - kalu belâ" derler. Biz bu işlemi, son kıyamet / hesap gününde, "Biz bunu bilmiyorduk" demeyesiniz diye yapıyoruz. 173. Yahut "Atalarımız bizden önce de Allah'a şirk-ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarız / kuşaklarız, bizi şirk-ortak koşan atalarımızdan dolayı mı sorumlu tutuyorsunuz?" dememeleri için yaptık.
Sayfa 103 - Şira Yayınları, Ekim 2013. ISBN: 978-605-4182-35-0Kitabı okudu
283 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.