Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
size kitaplar hediye eden insanlar olsun hayatınızda..
Osmancık'ın Osman Gazi Hân'a dönüşümünü, asırlar boyu kıtalara hakimiyet kuracak bir devleti kuruşunu, bu yolda kendi içinde yaşadığı arayışları müthiş bir edebi üslup ile anlatan bir eser.
Osmancık, Tarık Buğra'dan okuduğum ilk eser oldu. Kitabı hediye eden arkadaşım olmasaydı acaba ne kadar süre daha tanışamamış olacaktım diye düşünüyorum.. Umuyorum ki, Tarık Buğra'dan okuduğum son eser olmayacak.
Bambaşka hazlar yaşatan eseri çok keyif alarak okudum. Osmancık'ın kendi kendine yaşadığı arayışları, sorgulamalarına şahitlik ederken bu yolda ona rehberlik eden Ede Balı'nın kıymetli öğütlerini de dinliyoruz. Adeta kült bir film sahnesinden çıkan replikler var.
''Osmancık - Cihân devletini kuran irâde, şuûr ve karakter'' başlığı ile yazılan kitapta Dünya'da en uzun süre hüküm süren imparatorluklardan birinin bunu nasıl başardığını, bu saltanatın ardında nelerin yattığını, hangi zihniyetin, ilkelerin, ülkülerin olduğunu çok güzel bir kalemle yazılan kurgunun içinde okuyoruz.
Bu türde kitap okumayalı uzun süre olmuştu. Osmancık, bana bu türü ihmal etmemem gerektiğini hatırlattı.
Bu kadar seveceğimi bilmiyordum.. Her karakterin ayrı bir yeri oldu, zira her birinin ayrı bir anlamı vardı hikâyede.
Tarık Buğra, tarihi harika bir üslupla yeniden kaleme alarak gerçeklikle kurmacayı çok güzel harmanlamış.
İyi ki...
Söz konusu Abdülkerim Hoca’nın kitabı olunca insan bi duraksıyor açıkçası:d Hoca’nın “Mevlana Celalettin Rumi, ‘öz ne kadar ince ise, kabuk o kadar kalın olur’ demektedir. Umarım hacmi oldukça küçük olan bu çalışmanın kabuğu fazla kalın olmamıştır.” diye bizlere sunduğu yapıtı daha çok öğrencilerini hedef almaktadır. Abdülkerim Hoca bu yapıtını
Sosyolojik Düşüncede Kuramlaştırmanın Doğası ve Klasiklerin KonumuAbdulkerim Sönmez · Lykeion Yayınevi · 201811 okunma
BİR YAZARIN YÜKSELİŞİNE ŞAHİTLİK ETMEK.
Dostoyevski'nin eserlerini kronolojik sırayla okuma serüvenime Ev sahibesi'nden sonra beyaz geceler ile devam ettiğimi belirterek hemen konuya giriş yapayım. İçindeki bütün hikayelere kusursuzdu diyemem lâkin eserdeki ilk ve son kısımlara yerleşmiş olan Beyaz geceler ve yufka yürekli hikayelerinin tadında, hatta beklentilerin üstüne çıktığını düşünmekteyim. Özellikle benim gibi kronolojik gidenler varsa daha iyi anlayacaktır, benim tabirimle "edebi vites"i, her eserinde ileri taşıması, kendini devridaim geliştirme sürecini bizlere hissettirmesi ve her şeyden önemlisi psikoanaliz marifetini her eserde daha çok gözler önüne sürmesi muazzam bir keyif ve heyecan aşılıyor. Sanki adeta uçuşa geçecek olan uçağın ivmelenme kısmına şahit oluyorsunuz "Ev sahibesi" ile "Beyaz geceler" eserlerinde. Yani yazar sanki diyor ki sıkı tutunun, sürecin keyfini çıkarmaya bakın. Birnevi unutulmaz yapıtların geleceğinin habercisi niteliğinde eserlerle ilerlemekte ve heyecanla beklemekteyiz.
Rumeli’de Bizden Ne Kaldı?
Yazar, Türk eğitim sistemine hizmet eden bir ailenin ferdidir. 1960 yılında Gaziantep’te doğan yazar, Kara Harp Okulu, Kara Harp Akademisi ve Quetta Command and Staff College’dan mezun olmuştur. Subay olarak çeşitli kıta ve karargâh hizmetleri yanında Pakistan Kara ve Hava Ataşeliği, Kara Harp Akademisi Sınıf
Sevdiğinin yüzünü gördükçe, yeryüzü bir mescit olacak.
Leyla İpekçi’den ilk bir kitap okudum. Zaman zaman gazetelerden köşe yazılarını okusam da derli toplu bir kitabını okumamıştım. Aslında birkaç kitabını da almadım değil. Ateş ve Bahçe ve Şehrim Aşk kitapları kütüphanemde okunma sırasını beklerken gördüm ki Güzelin 1001 Yüzü kitabı çıkmış. Hemen aldım ve onu okuma sırasının başlarına koydum. İsmini
KIZIL GÜL 1 / SON KURŞUN/ FATİH KAPLAN
Kızıl Gül 2 / Son Kurşun
Fatih Kaplan
ATEŞ YAYINLARI
sayfa sayısı: 239
Kızıl Gül serisinin ikinci kitabında; binlerce yıllık tarihinde şan ve şerefle zalimlere karşı gelmiş bir milletin, son bağımsızlık mücadelesinde göstermiş olduğu bir destanın kısa bir kesitini bulacaksınız.
Ağır bir darbeyle yok edilmek istenen Türk Milletinin; son
Merhaba sevgili arkadaşlar daha önce kısa bir inceleme yapmıştım bu kitap ile ilgili. Ancak bu kitabın pek fazla kişi tarafından okunmadığını fark edince , yeniden bir inceleme yapma kararı aldım. Böylelikle belki kitabı okumak isteyecek başka arkadaşlar da olabilir diye düşündüm. Bu kitabın üzerine biraz fazla düşmüş olmamın sebebi kesinlikle
218 syf.
8/10 puan verdi
Kendisini dış dünyadan olabildiğince soyutlamış kendi iç dünyasında yaşattığı bir hayatı anlatan ve öyle ki tasavvur ettiği hayatta mutlu günlerinin geçtiği günleri dahi kendince güzel hatırlayıp kutlayabilen isimsiz bir kahramanımızın -hayalperestimizin- münzevî bir hikâyesidir. Gerçek ile düş arasında gidip gelmeler yaşayan nahif bir karakterin birgün, bir gece yürüyüşünde karşılaştığı 17 yaşındaki Nastenka'yla birlikte hikâyesi gelişir ve ilerler. Hüzünlü dili ve akıcılığı ise tek solukluk bir kitap olma özelliğinin yanısıra hikâyeyi gözlerinizin önüne serebilecek nitelikte bir yapıt olma özelliği barındırmaktadır. Kısaca; keyifle okunup hüzünle son bulan bir aşk üçgenin içinde (Hayalperest,Nastenka,Genç Kiracı) yer alıp buna şahitlik edebileceğiniz bir Dosto klasiği...
Kitap güzeldi diyebilirim. Baş karakterimiz kimliksiz bir çocuk, yaşadığını kanıtlayan resmi bir evrak yok bu nedenle toplumdan izole bir hayat sürüyor ve ciddi davranış sorunları mevcut. Küçük yaşta yaşadığı travmatik bir olay var ve bu olayın Frank'in üzerinde bıraktığı izlere ve ağır sonuçlara şahitlik edeceksiniz. Bu kitap sırf sonu için okunur. Beklenmedik bir son ve yazarın notuyla daha da bir anlamlı.
*Nerede olursan olsun sadakat ve sevgi çok kıymetli şeylerdir. *
Herkese merhaba Bugün sizlere L.M. Montgomery Yeşilin Kızı Anne serisinin son kitabı ile geldim.
Serinin bu kitabı 1.Dünya Savaşı zamanını anlatmaktadır. 4 yıl süren bu savaşta kasabanın tüm gençlerinin gittiği ve gelenler olduğu gibi bir daha gelemeyecek olanlar var. Herkesin kaderini değiştiren bu savaşta 3 çocuğunu da savaşa gönderen Anne ve Gilbert çiftinin bu süreçte yaşadıkları sıkıntıları ve çok duygusal anlarına şahit oluyoruz..
Tabi bu süreçte daha çok ailenin küçük kızı Rilla Blythe'nin günlüklerini ve onun gözünde savaş sürecine şahitlik edip, Rilla'nın bu süreçte nasıl da olgunlaşıp, büyük kararlar aldığını okuyoruz.
Keder, özlem, aşk, sevgi, hüzün gibi duyguların yoğun bir şekilde yaşandığı bu kitap ile seriye veda etmek çok zor gerçekten. Ahh Anne Shirley-Blythe hayatına, yaşadıklarına, duygularına ortak olmak çok güzeldi. Serinin son kitabı ile bu müthiş yolculuğun sonuna geldik. Hoşçakal Anne Shirley-Blythe
#Alıntı
*Aşkın ya da mutluluğun sebebi maddi şeylere bağlı değildir. *
*İnsan güzel bir hayat için bazen çok büyük bedeller ödemek zorunda kalabilir *
