Elveda arkadaşlar. Bu sizlere son satırlarım. Artık veda vakti geldi. Yaptığım şeyin ne kadar erken olduğunu biliyorum ama artık dayanamıyorum. Hayata gözlerimi kapatmanın zamanı geldi…
"Satırlarım son defa senin hatırına, hatırana..." Sidal Yurt
Reklam
Gidişini kabullendiğim de soğuktu,uzaktın,kar taneleri öldürürdü nergisleri.Kilometrelerce ötede gök başka renge kuşanmışken seni anımsamak burada olduğunun kanıtı değil midir?Zaman zaman yağmurun fısıltısı ,zihnimde sesine karıştığında bu yağmur ikimizi de ıslatmaz mı?Yorgun yüzüne dokunur hiçliğim,ben seni yine severim.Geleceğinde çatlaktım,benden sızıp hayata karıştın.Bir nergis doğdu gözlerimden uzak;bir nergis onu kendime katacak parmak uçları bulamadığımda,yüreğimin kıyılarında can verdi.Güzeldi nergis,yakışmıştı sana. Satırlarım son bir defa senin hatırına,hatırana..
•İçimde çizip karaladiğim onlarca şey varken büyük harflerle ismini yazdığım satırlarım oldu. anlamsızım bu günlere, kendimden öteyim kendimden uzağım, .pişmanlıklar gururumu gölgelerken sensizliğe yakılan sigara dumanlarının bedenimi esir alırken yokluğuna her gün duvarlara atılan çiziklerle dolu bu rutubetli odalar. Al Yağmur yağıyor yine pencereme Alabildiğince acımasız, Olabildiğince can alıcı Bense meşgulüm o yağmuru resim etmekle, Yorgunluk tüm bedenime sirayet ederken,Ölmüş ruhlar alemindeki son nefesimdin. Acılar en büyük misafirimdi ne gelen oldu ne de gidebilen. seni anlatmaya kelimelerimin kifayetsiz kaldığı aşikârdır yağmurlarda ıslanana bedenimde yaralar kabuk tutmazken vedasız gidişlerin aklımda canlanıyor. İşte Yorgunum, bitkinim, berdoşum ve biraz da sensizim kozasinda sıkışan bir tırtılın kelebek olma hayalleri vardı, sahi içimde uçan kuşları ne ara öldürdüm bilmiyorum, o kanatları kırık ömrü kısa, kuşların ✿
Elveda arkadaşlar... bu sizlere son satırlarım, artık yokum! yaptığım şeyin henüz erken olduğunu biliorum ama artık dayanamıyorum ...hayata gözlerimi kapamamın zamanı geldi ....
Sevgili sevgili, Merhaba sevgili, ümitsizliğe kapılacağımı mı sandın he? Asla sevgilim. Tam olarak ümit de denemez aslında senin de katıldığın gibi şehri terkedip kuleleri görmek. Sadece bunu bekleyeceğim. Farkında mısın bilmiyorum ama zaman gerek sevgilim. Umarım senin için iyi olur. Ben seni farkettim sevgilim farkında mısın? Sen de kendini farkediyorsun. Ben de kendimi keşfediyorum. Sevgilim, ne zaman beni farkedeceksin? Ümitli değilim sevgilim. Sadece emin değilim. Beni sana motive eden güzelliğin mi? Yoksa görebildiğim aklın mı? Yoksa kirli bilinçaltın mı? Sana son yazdığımda mektubunu almıştın sevgilim. Orada yazdıklarımın ulaşabileceğin son satırlarım olduğunu yazmıştım. Bu doğru mu sevgilim? Bu satırları sadece ben mi okuyacağım? Arkamdan gelip dikizlesen yazdıklarımı, yazmadan geçirsen aklından kanlı kağıtlarımı. Olmaz mı ? Sevgilim üzgünüm ama seni kandırdım galiba, bir ümidim yok artık ama durum ne olursa olsun cezasız kalmayacak sevgilim. Gülmek çok ayıp sevgilim. Hem de kanadığını bile bile gülmek. Salağa yatma sevgilim görüyorsun işte hala kanıyor. Sanırım kendi doktorum olma zamanı geldi sevgilim. Ben yarama pansuman yapayım. Sende gülen dudaklarını uçuklatma. Görüşürüz sevgilim.
Reklam
bu sana son vedam, bu benim son nefesim, bu benim son satırlarım.
Hiç kimseye
Öyle çok yoruldum ki beni dinlendirebilecek bir omuz bir diz yok artık bu Dünya'da. Bu gerçeği bildikçe daha çok yorulmuşum. İnandığım o koca şeye inanmayı bırakınca her şeye inanmayı bırakmışım. O olmadıysa diğerleri de olmasın deyip küsmüş ve bir kum tepesine gömmüşüm başımı. Küsmüşüm her şeye herkese. Ne umut yeşili barındıran cümlelerim ne de romantizm kokan şiir tadında satırlarım kalmış. Sepya kuraklığında her yer ve ben bu kuraklığın ortasında yitip giden bir papatyayım. Son bir yaprağım kalmış koparamadığım ve dilimde kimsenin bilmediği o kelime. Kimsenin bilmediği belki benim bile bilmediğim o son kelime.
Neydi?
Gece miydi seni benden alan Yoksa zaman mıydı seni benden ayıran Kelimelere dökülürken bu sayfam Satırlarım son bulurken yavaş yavaş Hayat mıydı bu kadar acımasız Kader miydi bu kadar hayasız Zaman mıydı bu pervasız Yoksa benmiydim bu kadar bahtsız Neydi sence bu yalnızlığa çıkaran Bizi batağa daldıran Hayallere saptıran Bu lanet şey Aşktı onun adı Bahtsızların belası Aşıkların sevdası Onun vedası..
Yaşama dair.
Bazen vaktim olur da, yaşamımın yoğunluğundan sıyrılıp zamanımın büyük bölümünü sevdiğim, değer verdiğim insanlara ayırırım. Bir, belki iki günü harcarım/değerlendiririm onlarla. Bu iki seçenekten hangisinin olacağını bilmeden başlarım güne, güneşin sessiz doğumu ile. Ve son dönemlerde anladım ki, harcanıyormuş meğer vaktimiz. Çok ama çok nadir anlarımız değer kazanırken aslında vaktimizin birçoğunu harcıyor, yüreklerimizi burkuyoruz. Fark ettim ki, omuzlarıma binen yaşam yükünün, büyük kısmını oluşturuyor dostlar(!). Ah düşüncesiz dostlarım.. Yine dengesiz satırlarım, yine bağımsız cümlelerim. Aykırılık kokan noktalarım.. idare edin, kalemi kırık bir yazar yolcusuyuz. Mesele yürek rahatlatmak, dert dökmek belki de.
166 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.