Elizabeth Hoyt'un bundan önceki 2 serisini gecen hafta arka arkaya okuyup bitirip büyük bir boşluğa düşünce en sonunda bu seriye de başladım. Evet kitap tam anlamiyla beni Hoyt yazdi. Ben onun zihninden kaleminden dökülen satirlarim diyordu. Lazarus' a gizliden gizliye gönül meyletmeyen okur yoktur diye düşünüyorum. Bana göre bu kitap bir geçiş
Sensizliğe tahammülüm kalmadı artık
Bu son satırlarım iyi oku
Belki vicdanınla birlikte gözlerin de ağlar
Elveda sana ve senin hayatına
Elveda diyorum ...
Gidiyorum... Bilinmeze. Bunlar son satırlarım. Elveda size tanımadığım, bunca sayfayı birlikte yaşadığım, "Ruh" illetine yakalandığımda her şeyimle, son vidama, son bozuk telime kadar açıldığım, okurlarım...
Gidiyorum.
Yazarın yaptığı tahliller müthişti. Öyle ki kahramanın içindeki karmaşasını satırlardan süzüp demiyle ciğerinize işleyebiliyor. Misal:
".. Fakat mantıklı değildi bu. Kendimi bu gibi düşüncelere kaptırmakla iyi yapmıyordum, çünkü sonradan o kadar çok üşüyordum ki, battaniyemin altında dertop oluyordum. Kendime engel olamıyordum, dişlerim birbirine çarpıyordu.
Ama insan her zaman makul hareket edemez tabii. ..."
Sürükleyici, kısa zamanda bitebilecek, ince bir kitap. (110 sayfacık) Can yayınlarının şu tatlı baskısıyla da elinize alma isteği uyandırıyor sürekli. :)
Psikolojik tahlilleri bol, anlatımı zengin, farklı bir kurgu ve farklı bir deneyimle karşılaşmak isterseniz birebir.
Ben sadece yazardan baş karakterimiz dışında (hikaye hep onun ağzından olup, o nerdeyse biz oradaydık) yan karakterlerin de bakışını (özellikle bakışını diyorum belli bir olay yahut diyalogda geçseler dahi şu lokantadaki kadının hayatından bir parçayı da ummadığım bir kısımda bana sunulmasını isterdim.) da vermeliydi bizlere diye düşünüyorum. Yalnızca bu konu da eksik kaldığını vurgulamak isterim.
..
Son olarak şu adamın ...'da bulduğu gazete parçası gibi detaylar bile bir bakıma kalitesini "e ben sustum, satırlarım konuşsun" dedirterek vurduruyor sahile... :)
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,2bin okunma
Eski bir defterin üzerinde kalemim dolaşıyordu bir gece yarısı
Lambasız karanlık satırlarımdaydı yüreğim
İçimdekiler vuruyordu sessizce
Fedakar sayfalarımın kıyısına
Zaman geriye doğru akıyordu sanki
Ellerimle tuttamadığım düşlerimde
Neden uykusuzdu satırlarım
Cümlelerim neden hep yarım kalıyordu
İlgisizdi gözlerim gözlerinin büyüsüne ve
Rahat değildi yatagımdaki bedenim
Kalabalık yüreğini düşündükçe ve
Ilık ılık esiyordu deli
Rüzgarlar
Anılarımı koparmak için dallarımdan
Ne güzeldi oysaki son yaprağımın bendeki umudu …………………….(M.E)
Son sabahtan önce uzunca bir süre gecti. Son geceye dair kısa kısa parçalar vardı aklımda. O sabah bir kuş sesi sanıp uyandığım siren sesini daha dün gibi hatırlıyorum. Ayak uçlarımdan başlayan ağrı sanki tüm vucuduma yayılmıştı. Uyanmak zor gibiydi. Uyandığımda ise herşey iyiymiş gibi davranmak en zoruydu. Bir yere gidiyor gibiydim ama gittiğim her ne ise beraberinde bir acı getiriyordu bunu görebiliyordum bunu hissedebiliyordum. Sanki gelecebilecek tüm o güzel şeylerin içine biraz acı serpiştirilip önüme konuluyordu. Ya ben acıyı çok seviyordum ya acı beni çok seviyordu ortada bir gerçek vardı birileri birşeyleri seviyordu ve tüm acı bundandı...
(Orkun- Kendimce Satırlarım)
youtube.com/watch?v=r6BYgBn...
Son bir kaç günü çok fazla konuşmadan geçiriyorduk. Konuşmadığımız zamanları ise susarak değerlendiriyorduk. Beraber en iyi yaptığımız şey susmaktı, bunu yapabilmek bile bir süreden sonra başarı sayılıyordu ve başarıyorduk.. bu işte beraberdik. Son kez..
(Orkun - Kendımce Satırlarım).
Yorgun artık bedenim.. Yıkık dökük kalbime giden her yol. Her bir dönemeç daha engebeli daha ağır yaralı şimdi. Anlatamıyorum ben böyle şeyleri, anlatmaya kalktığım her satırda geçen onlarca saati katlediyorum senin nezlinde. Bir yara, bir boşluk, bir boş vermişlik içinde aklıma gelişin.. Acıyan yerlerimi kapatamıyorum artık yetmiyor gücüm, bu beni acıttığın son gün tıpkı dün, bugün, yarınlarım gibi..
(Orkun-Kendimce Satırlarım)
youtube.com/watch?v=mpgyTl8...
Son günlerde yazdıklarım beni korkutuyordu, geriye dönüp baktığım da hiçbiri birbirini tamamlamayan birer parçadan oluşuyordu. Her bir parçası farklı yerlerde olan ve tamamlanmayı bekleyen bir yapboz gibi. Bir şekilde dolduruluyor yerleri tamamlanmayan parçaların, belki de bu yüzden dışarıdan bin bir çeşit biri olarak görünüyorum. Anladım ki beni ben yapan sizlersiniz, bende siz kadar sizim, peki siz ben kadar ben misiniz.? Parçalarınızı aradığınızı biliyorum yükünüz omzumda şuan kalemimin ucunda bunu taşıyorum..
(Kendimce Satırlarım - Orkun) (aforizma)