Şimdi elimde son bir sigara dalı..Bu son içişim olucak belki de en büyük bağımlılıklardan biri.Buna çoğu şeyin anlamını yüklüyorum ve o bütün bağımlılıkları bunla birlikte bitiriyorum.Aşk,dostluk bütün bağımlı bağları bitirmek adına buraya yazıyorum.Evet gerçekleşir gerçekleşmez bilemeyiz ama bu benim kendi benliğime verdiğim bir sözüm olsun..Zarar veren her şeyden kurtul..
Beni dinlemiyordu.. Gerçekten ikimiz de çok kötü durumdaydık.Yolun sonundaydık ve halâ dünyaya atabileceğimiz son kazığın peşindeydik. O da büyük bir ihtimalle bunları düşünüyor olmalıydı ki, benden çok ama çok seyrek yaptığı bir șey yaparak sigara istedi. Ustüne yıllar önce bir usturayla "TAEDİUM ViTAE" kelimelerini kazdığım Zippoyla yaktım. Aslında beni öldürmesini çok istiyordum ama söyleyemiyordum. Onun anlamasını bekliyordum.
Sayfa 23
Reklam
Her hareketin bir anlamı var. İnsan, benim gibi hareketten vazgeçerse, bu anlamları daha iyi hissediyor. Sigarayı yaktı; yanmış kibriti kutunun içine koydu. Her hareketini önceden hesaplarsan hata yapmazsın; aynı zamanda, düşüncelerini hareketlerinden ayırırsın. Ne yaptığını hatırlarsın; düşünceden harekete geçmek kolay olur böylece. Düşünmeğe başladığım sırada en son olarak sigara tablasını kilimin üzerine koymuştum, dersin. Düşünceler seni bırakınca delirtici bir şaşkınlığa, gerçeğe alışmanın zorluğuna düşmezsin. Kaç sigara içtiğini, her birini nasıl söndürdüğünü, kibritleri nereye koyduğunu hatırlarsın. Yoksa, birdenbire sigara tablasının içinde dört izmarit ve iki kibrit bulursan büyük bir korkuya kapılırsın: Sigaramı nasıl yakmışım? Olağanüstü bir şey mi oldu bu arada? Aklımı mı kaybediyorum? Birden her şeyi unutacak mıyım? Oysa, içinden bir ses, kibrit kutusuna koydun, kibrit kutusuna koydun diye seni yatıştırırsa büyük bir ferahlık duyarsın; herkese ve her şeye meydan okumak için büyük bir cesaretle dolduğunu hissedersin. Benimle kimse başa çıkamaz, hesabını veremeyeceğim tek dakikam yok diye gururlanırsın. Gerçekle rüyayı birbirinden ayırırsın. Bu iki kibriti ben rüyamda yakmadım. İşte kutuyu açıyorum: İçinde iki tane yanmış kibrit. Kendi kendine gülümsersin: Beni daha ele geçiremediniz.
Sayfa 313 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bir kadın her erkeği farklı sever ve her kadın bir yaşamda pek çok erkeği birden sever. Biliyor musun kadınların başka şansı yoktur Tuna. Çünkü erkekler..." Yine bir sigara yakmaya davrandı. Elinden aldım sigarayı. Son söyledikleri içinde düşünerek uzun gezintiler yapacağım engin bir deniz gibi uzanmıştı önüme ama benim kaderim o son sözcükte kilitlenmişti. "Çünkü erkekler ne?" diye sordum. "Çünkü erkekler sürprizsizdirler!" Şaşırdım. "Erkeklerin en çok yönlüsü bile monotondur, bu yüzden asıl çokeşliliğe gereksinen kadınlardır! Çünkü cinsel çeşitlilik ihtiyacı insanı öldürmez ama duygusal yetmezlik öldürür!"
"O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan
Fevgo
Geceye bi ateş atıyorum tutuşup sabah oluyor Son sigara çekişimde yemin ediyorum bitsin diye biten herşey için… Şafak vakti trene biniyorum Beni başka bi yere götürsün diye
Reklam
Son kez yazmak isterdim seni...
Seni yazarsam kalemim kirlenir demiştim, ama yine de kendimi seni yazarken buluyorum. Seni son kez yazma ümidi ile aldım elime kalemi Yıllanmış hatıralara veda etmek istiyorum. Unutmak istiyorum seni ve sana dair olan her şeyi. Yoruldum artık her gece yokluğunu içime bir sigara dumanı gibi çekmekten, Ve imkansız olduğunu bildiğim halde bir umut aramaktan... Umutta kalmadı artık, Seni bir başkası ile görme gerçeğinin altında ezildi... Parmak uçlarım dinlemiyor sözümü, yazdıkça yazmak istiyor seni. Ama biliyorum ki en yalancı şiirimi bitirmek zorundayım. Ve son satırlarım şunlar olacak sana : Hayatımdan çıkıp gittiğin gibi ; Anılarımdan çık, Düşlerimden çık, Hâyallerimden çık, Dinlediğim şarkılardan, okuduğum şiirlerden çık, Aklımdan da, kalbimden de çık... Çünkü biliyorum ki benim olmayan birini yazamam...
İrem
İrem
Hayalcinin tam bir tanımını yapmak gerekirse; insandan çok, ara kademede bir yaratık, demek yerinde olur. Oturmak için çoğu zaman cehennemin bucağındaki yerleri seçer. Gündüz ışığından kaçmak istiyormuş gibi, oralara sığınır. Bir köşeye yerleşince de, sümüklüböceğin duvara yapışması gibi, ayrılmak bilmez. Daha doğrusu, bu bakımdan hep evciğiyle birlikte yaşayan kaplumbağaya benzer. İsli, nursuz, sigara dumanı sinmiş ve mutlaka yeşile boyalı şu dört duvara karşı bu bağlılık nedendir dersiniz? Niçin bu gülünç adam, eksile eksile tek tük kalan ahbaplarından biri evine gelince onu şaşkın, utangaç, hatta renkten renge girerek karşılar? O kadar ki, içeri adım atar atmaz insanın, bu evde ya bir cinayet işlenmiş ya da kalp para basıyorlar diyesi gelir. Yahut da, ev sahibi; sanki ölmüş bilinmeyen bir şairin dostu olarak ve hareketini “Kutsal bir ödev”. diye adlandırarak, basımevlerinden birine imzasız bir mektup hazırlamış, şimdi de, basılması için birtakım şiirler çiziktirmekle uğraşmaktadır. Niçin ev sahibiyle konuğu bir türlü konuşacak söz bulamazlar? Başka zamanlar çalçene, kahkahası bol olan, latif cinse ilişkin ve öbür neşeli konuları seven adamın dili neden tutuluverir? Bu ilk ve herhalde son ziyarette –çünkü böyle bir karşılaşmadan sonra ikinci kez gelmeyi aklından geçirmez tabii– niçin ziyaretçi de ev sahibinin şaşkın, donuk halini görünce onun gibi olur? Hele ev sahibinin konuşmayı canlandırmak için karşısındaki gibi, toplum hayatına, kadınlara ilişkin konularda bilgili görünmek, kendini yanlışlıkla kapısını çalan zavallı konuğun zevkine uydurmak istemesine ne demeli?
Erkeklerin kadınlara göre hastalıkların çoguna daha fazla yakalanmaları 65 yaşına gelmeden önce, erkeklerin kadınlara göre kalp hastalıklarından ölme olasılığı iki kat fazla. Felç, ülser ve karaciğer yetmezliğine yakalanma olasılıkları da daha fazla. Tüm erkeklerin yarısı, kadınların ise sadece üçte biri kanser olmaktadır. Son zamanlara kadar daha çok bir erkek alışkanlığı olduğu düşünülen sigara içmenin, bu farkların bir kısmını açıklamada payı var, ancak hepsini değil.
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
Reklam
ANKARAY
Barutun şakağa kükremesi her yeni gün Jiletlerin keman si’si bileklere her yeni gün Her yeni gün çalış, çalış, çalış... Gir eşyanın egemenliğine Dört dakika otuzbeş saniye kahvaltı. Çalış, çalış, çalış... On bir dakika sevişme, bir dakika sigara!
Sayfa 578 - CEM SAVRAN (1965, Kadirli/Adana)Kitabı okudu
Kitap tutkusu, sigara tiryakiliğinden daha şiddetli bir iptilâdır. Böyle bir hastalığa müptelâ olanların ilk koşacakları şifa yurtları ise, yayınevleri, kütüphaneler ve sahaflardır. Özellikle sahaflar kitapla ilgili olağanüstü maceraların, ilginç gelişmelerin cereyan ettiği mahfiller olması bakımından son derece önemlidir. Sahaflarda kitaplar ve kitap delileri hakkında yapılan sohbetlerin, kulislerin, rivayetlerin, hatta dedikoduların tadına doyum olmaz. Bir yandan tozlu rafları karıştıran kitap kurdu, diğer taraftan tam bir kitap mütehassısı olan sahafın verdiği bilgileri can kulağıyla dinler, ömrünün en mesut dakikalarını o sırada yaşar.
Sayfa 148Kitabı okudu
Dışarı çıktım, gecenin karanlığında sigara içmeye. Gökyüzüne bakıyorum, ay ışığının altında yalnızım. Romantik şairleri düşünüyorum, bir kişiyi özlersiniz ve bütün dünya ıssızlaşır..." Yaşayan son romantik olduğumu hayal ediyorum. Müziği duyuyorum. The Platters çalıyor: Only You. Yalnızca sen karanlığı aydınlık yapabilirsin... Onu başkasıyla dans ederken gözümün önüne getiriyorum. Gözlerimden yaşlar fışkırıyor, ölmek istiyorum.
Gözlerin karanlıkta faltaşı gibi açık, elin dar sedirin ayak tarafında bir küllük, bir kutu kibrit, son bir sigara aranırken, mutsuzluğunun büyüklüğünü sakin sakin ölçtüğün saattir bu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.