bekleme salonu şiiri
gittikçe yüzeye yaklaşıyor ölüm. ve kayboluyor tüm 'mutlu son' kahramanları yavaş yavaş... bir ağacın eğilmiş muhtelif yerleri gibi kabullenilmiş sessizliğimiz.. tüm sokakların ışıkları, kimsesiz. ve biz... ikimiz, gerçeğe dönüşebilmeyi beklemekteyiz.
Reklam
Belki Birimiz Öleceğiz Şiiri
Asla beraber olamayacağız. Aynı evi, aynı teni paylaşamayacağız. Aynı masada oturmayacağız. Hatta aynı şehirde bile oturmayacağız. Belki bir gün son kez görüşeceğiz, ikimiz de bunun son olduğundan habersiz. Son kez el ele gezeceğiz, belki de son kez söyleyeceğiz birbirimizi sevdiğimizi. Yine beraber planlar yapıp, tutamayacağımız Son sözleri vereceğiz birbirimize. Ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün. Sonra aramıza şehirler girecek, Hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek. Nazım Hikmet
Son dizesi midemde kelebekler uçuşturan haydar ergülen şiiri.
Emily Dickinson
I’m Nobody! Who are you? Are you – Nobody – too? Dizelerin sahibi şair 1886’da tam olarak bilinemeyen bir sebepten öldüğünde 55 yaşındaydı. 1800 şiir yazmıştı. Bunlardan yalnızca 10 tanesi kendisi hayattayken gazetelerde yayımlanmıştı. Yayımlanan az sayıdaki şiirinde de anonim kalmayı tercih etmiş, kendi ismini kullanmamıştı. Aslında bu kadar
Son bir veda şiiri yazmak istedim.. Gelişini yazdım, gidişini yazdım, acımı, sızımı yazdım. Ama vedaya dair son satırı yazamadım, noktayı koyamadım. Şiir de, ben de eksik kaldık. Ne şiiri, ne de kendimi tamamlayamadım..
Reklam
Sakın terk-i edepten:
1641 senesinde Şanlıurfa’da, Yusuf Nâbî isminde bir çocuk dünyaya gelir. Büyüdükçe hikemi şiirler yazmaya başlar. Peygamber âşığı olarak büyüyen bu güzel insan 1678 tarihinde, o zamanın devlet ricaliyle birlikte Hac vazifesini ifâ için yola düşer. Nâbî çok heyecanlıdır. Zira peygamber âşığı olan bir şair için Medine onulmaz bir mutluluktur. Lakin
SON AYLARIN ŞİİRİ / SÜREYYA BERFE Ben sevince yeryüzü arınır Yüzüme vurur gölgesi Yüreğim aşkla beslenen başaktır Açılır Soymak ister kabuğundan bedeni Ben ağlayınca serçeler uçar Dünya küçülür gözümde Durur önümde bir hüzün serpintisi Yıkmak ister acıdan kuleleri Ben gidince öfkem ayaklanır Dindiremez onu çocuklar bile Köpürür taşar ama yalnız kalır Morarır Yalnızlığın verdiği sessizlikle
Salome'ye şiiri
Öyle bir hayat yaşadım ki; Cenneti de gördüm, cehennemi de. Öyle bir hayat yaşadım ki; Son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman Hep acele etmem bundan, anladım.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
SAKIN TERK-İ EDEPTEN (NAAT)
youtu.be/aWyIcWsSi2Y?si=... 1641 senesinde Şanlıurfa’da, Yusuf Nâbî isminde bir çocuk dünyaya gelir. Büyüdükçe hikemi şiirler yazmaya başlar. Peygamber âşığı olarak büyüyen bu güzel insan 1678 tarihinde, o zamanın devlet ricaliyle birlikte Hac vazifesini ifâ için yola düşer. Nâbî çok heyecanlıdır. Zira peygamber âşığı olan bir
Resim