Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir günümde sen vardın yine sancılarla ağıt yaktım! Bu günümde yalnızım Rabbim yalanlara kandım ben… Bir şarkı yaptım dostum oldu arkasından ağlayandım, Ve bulandım duygularla arkasından kalbe kilidi bağlayandım. Anlatılmaz bir gecemde karanlık gökyüzüm var, Evde romantik bir hava dışarda aç yatan var. Söz veripte tutamadın mı geçmişe dönenmi
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
Reklam
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Noktasız kuruyorum son zamanda cümlelerimi. Cümleler yarım ... Anlamları yarım bırakıyorum... Hiç bir kafiye uymuyor seni düşündüğümde, Kalemi tutup bir köşesinden, Seni yazdığım sayfalara bırakıyorum...
135 syf.
10/10 puan verdi
Çocukluğum, Cengiz Aytmatov'un çocukluk ve ilk gençlik anılarının yer aldığı bir kitap. Alman yazar Hitzer tarafından Aytmatov ile yapılan söyleşiler sonucunda ortaya çıkmış bir kitaptır. Türkiye’de 2002 yılında neşredilmiştir. Almanya, Aytmatov’un çok özel bir okur kitlesinin olduğu ülkelerden birisidir. Zaten uzun yıllar Brüksel’de bulunan
Çocukluğum
ÇocukluğumCengiz Aytmatov · da Yayıncılık · 2002113 okunma
436 syf.
7/10 puan verdi
1000kitap içerisinde yorumu yazdığım an itibariyle henüz 1 kişinin okumuş olduğunu gördüğümde şaşırdım açıkcası. Türkiye-ABD ilişkilerinin son dönemini anlatan Obama ile Erdoğan arasındaki ilişkinin gelgitlerini, ABD dış politikasındaki pragmatizmin Suriye konusunda vücut bulmasını ve terör örgütleri kaygısının nasıl bu pragmatizmi yönettiğini kolayca görüyorsunuz. Kitapta bazı bölümler kanımca gereksiz uzun yazılmış. Biraz daha konsolide bir eser olabilirdi. Ve kitap tamamen bir gazetecilik eseri. Gazetecilik açısından bir başarı evet ama bilimsel bir altyapı ile de desteklenmesi kitabı yazarın iddia ettiği başyapıt mertebesine çıkarabilirdi.
Potus ve Beyefendi
Potus ve BeyefendiTolga Tanış · Doğan Kitap · 201547 okunma
Reklam
330 syf.
5/10 puan verdi
İlk defa yazarın bir kitabını okuyorum, yazarın edebiyat üzerine ödül aldığını biyografisini okuyunca öğrendim. Hangi kitaplarından dolayı ödül aldığını bu incelemeyi yazdığım sırada araştırmış bulunmadığım için bilmiyorum. Nedense ödül almasına şaşırdım. Benim yazarı sevmediğime dair bir kanıtım yok lakin önyargım var diye düşünüyorum.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019104,9bin okunma
252 syf.
7/10 puan verdi
Tarihi bir romanda denilebilir. Üç kısımdan oluşan roman başkarakter Selma Hanım üzerinde Ankara’da yaşananlar anlatılmıştır. Kitabın başında yazarın bir notu var, bu not başka bir söz söylemeyi gerektirmiyor bence. Ben sadece Yazarın 1923 yılında Mardin ve 1960 yılında Manisa milletvekili olarak mecliste bulunduğunu söylemek istiyorum. Üstelik 5 farklı ülkede elçilik görevlerinde bulunduğunu da belirteyim ki aşağıdaki not daha anlam kazansın. “Otuz yıl öne yazdığım bu romanı, üçüncü baskıya vermek üzere, gözden geçirirken bir düş görüyor gibi oldum ve bana öyle geldi ki, burada hikâye ettiğim devri bir uyurgezer hali içinde geçip gitmişim. Fakat, bu halim çok sürmüyor; uyanıyorum ve kendimi toparlayarak etrafıma bakıyorum, o devirden bu yana ne kalmış diye. Kitabın birinci bölümünde belirtmeye çalıştığım Milli Mücadele ruhundan hemen hiçbir iz bulamıyorum. Ya son bölümde hayalini kurduğum Türkiye’nin gerçekleşmesine doğru bir gelişme olmuş mudur? Ben, o zamanlar, bir gün gelip öleceğini aklımdan bile geçirmediğim Atatürk’ün öncülüğü ve rehberliğiyle bu ideal Türkiye’ye yirmi yıl içinde varacağımızı umuyordum. Şimdi, o yirmi yıl üstünden bir yirmi yıl daha geçmiş bulunuyor. Fakat, biz sosyal, kültürel ve ekonomik devrin şartları bakımından, hala romanımın ikinci bölümünde verdiğim ve karikatürünü yaptığım Ankara içinde tepinip durmaktayız.”
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,501 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Bu kitabı okumadan önce kapitalizm ve sosyalizm benim için pek önem taşımazdi ilgimi çekmezdi. O zamanlar asıl düşüncem: "kapitalizm halkın bi kısmını sömürürken komünizm tümünü sömürür". Yanı kapitalizm olumsuz yönlere sahip olsa da olumlu yonleri de var diye düşünüyordum. Aynı şey komünizm için de geçerli idi olumsuzluklar ve olumlu yönler de var. Bu kitaptan sonra kapitalizmde olumlu duran çoğu şeyin olumsuzlukları gizleyen bir perde görevi gördüğünü farkettim... Sehir merkezine çıktığımda etrafıma her baktığımda kapitalizmi tüm çıplaklığıyla anlamaya başlıyorum. Arkadaşlarla konuşurken bile istisnasız her seferinde kapitalizmin başka bir dehsetligiyle karşılaşıyorum... Yemek yerken, ders çalışırken vs. Vs. Her seferinde aklıma başka bir haksızlığı geliyor... Kitaba başladığımda normal bir roman edasıyla başlamıştım ama 2-3 bölüm sonra ağır agir okumaya karar verdim; sindire sindire. Benim acimdan kötü olan kitabı okurken bayram tatiline gitmemiz, misafirlikler, hazırlıklar falan derken kitabı zar zor bitirebildim. Not: yorumun her paragrafı farklı zamanlarda yazdığım için kopuk bir yorum oldu ama kitabı okumakta kararsız olanlar benim yorumu okumayı bırakıp derhal kitabı okumaya başlamalılar... Bu arada kitabın 1900'lü yıllarda yazıldığını bir yerde okumasam "birkac yil once yazilmis bu kitap son zamanları en iyi tarif eden kitaptır" diye reklamını yapacaktım...
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,6bin okunma
Sevgili 1K ailesi.. Böyle bir sey yazacagim aklimin ucundan gecmezdi.. Ama bende yazma ihtiyaci hissettim. Biraz uzun olabilir, sabredip okuyanlara simdiden tesekkür ederim. Neticede burada, takip eden, birseyler paylastigimiz, sohbetimiz olan degerli insanlar oldu. Yaziyi okuyanlar ”bu adam sizofren” diyebilir. :) Onun yerine en azindan
Reklam
Türkiye'de kitap okuma oranı on binde 1! Hal böyleyken 1000 Kitap, hepimiz için çok büyük bir önem kazanmış oluyor. Etrafımızda kitap okuyan kişi o kadar az ki, kitaplardan konuşabileceğimiz, kitap tavsiye edebileceğimiz birey sayısı yok denecek kadar az. 1000 kitap, o 10000'de 1'lerin buluşma noktası. Beni anlayan, sohbetinden zevk aldığım
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.