"Cesedimi alırsın sadece, senin için yazdığım şiir beni yaşatacak. Çalışmam, yayın yapmam yasak, bir şehirden diğerine takip ediliyorum, aramalar, tutuklamalar, işkenceler, sürgün, soğuk, açlık. Otuz yıl boyunca bunların hepsine katlandım ama şiirim senden daha kuvvetli. Sana okuyayım ister misin: Kremlin'in dağcısından başka kimsenin sesi duyulmuyor O katilin ve insan yiyenin... - Kes. Devamını biliyorum."
Reklam
"Yazdığım şeylere umursamaz davrandığım ve bir kopya bulundurmayı ihmal ettiğim eski zamanlarda," dedi, “böyle yüzlerce şiirim kaybolup gitti."
Sayfa 519 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Ben senin mecburunum - başkaca yokum - yasak şiirimdir her hâlin ayrı - isyanını seviyorum genç, güzel, cesur...” Erken yazdığım bir şiir bu. Sende var di mi? İnsan bâzı erken de yazıyor demek. Son ve daha önce gönderdiklerim hakkında hiç konuşmadın. Ben eleştirmeci falan s..lemem. Ama biliyorsun senin konuşmana önem veririm. Bütün ömrümüzce beraber yazabilelim hiç değilse. İnsanoğlunun -hele bizim gibilerin- kaderi bir garip. Her istediğine istediği anda kavuşamıyor. Oysa bütün çabalarımızın altında yatan bu galiba. Bu haklı ve karanlık su. Haklı ve hayın. Sarsağın birisin benim gibi. Bari gönderebildiklerimi saklayabilsen. Ne bileyim, sende kalsın istiyorum. Sağda solda tonla şiirim yitti gitti, î...ler, iki-üç-beş taraflı çalışan hayınlar, namussuzlar içinde gitti gençliğim.
Sezai Karakoç'un ağzından ilk ve son kez Monna Rosa'nın hikayesi
19 yaşındaydım. Heyecanlı bir genç. Şiirde yeni bir dönem başlamıştı. Ölçüsü olmayan vezinsiz, kafiyesiz şiirler yazılmaya başlanmıştı. Hece ölçüsü de bitmişti. Serbest şiir yazılıyordu. O dönemin bu serbest şairleri, eski dönemleri kötülüyordu. Tabi isterdim ki öz edebiyatımız olan divan edebiyatı ile yazılabilsin şiirler. Ama tek başıma ben
Sayfa 131 - Çıra Yayınları 1. Baskı 2017Kitabı okudu