Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Şeftalili buzlu çay.'' Uzattığı içeceği görünce şaşırdım. ''Nereden biliyorsun?'' diye sordum. Manno'nun yanında buzlu çay içtiğimi hatırlamıyordum. ''Normalde yemek yerken yanına bir şey içmeden duramıyorsun ama yemekhanede buzlu çay olmadığı için yemeği kuru kuru yiyip, derse giderken ya da ders arası mutlaka buzlu çay alıyorsun. Her ne kadar seni bana tanıtan Roma'nın fahiş fiyatlı kolası olsa da ilk tercihin hiçbir zaman kola değil.'' ''Manno, doğru söyle; İtalyan istihbaratı için filan çalışmıyorsun, değil mi? Güldü. ''Hayır kişiye özel çalışıyorum. Sana özel.''
''Bir gün hayatlarımız tamamen birleşecek. O zaman senden ibaret olacağım.''
Reklam
''Manno, kalbimin diğer yarısı... Kalbinde var olmam için en ufak bir umut olduğu sürece ben buradayım. Dünya döndüğü ve ben nefes aldığım sürece sen kalbimin sahibi olacaksın...''
''Ti amero fino a quando l'ultima stella del mondo non esca.'' (Seni evrendeki son yıldız sönene kadar seveceğim.) Bu, sanki büyülü bir yemindi. Sanki bizi birbirimize bağlayan tüm hayali zincirler artık gerçekti. Sanki sonsuzluk bizi kabul etmiş, engin gökyüzünün şahitliği altında aşkımızı ilan etmişti. Manno dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapattı. Ardından yıldızlar alev aldı.
''Manno bana dünyanın en güzel şeyiymişim gibi bakıyordu. En kırılgan, en özel, en sevilesi şeyiymişim gibi...''
Parmağım usulca onunkine değdiğinde ruhumda yeşeren çiçekleri kim tanımlayabilirdi? Peki bakışları benimkini bulduğunda hayatın birkaç saniye durmasına ne demeliydi? Onun varlığını hissettiğim ortamda havanın daha da hafifleşmesi, beni bulutların üzerine taşıyabilmesi nasıl mümkün olabilirdi? Aşk, cevabı bulunması gereken en önemli soru değil de neydi?
Reklam
''Güzel Manno'm acıların pençesine öyle bir kapılmıştı ki acısını görüyor, duyuyor ama engel olamıyordum. O kanıyordu. Ben kan kaybediyordum.''
''Gül kim?'' diye sordu, adı bu kadar çok geçince. İkimiz de şaşkınlıkla ona baktık. ''Bu sabah, hatta bütün hafta yanından ayrılmayan şu platin saçlı kız,'' dedim. Sesim biraz savunmacı çıkmış olabilirdi. Manno'nun tek kaşı kalktı. ''Doğrusunu istersen dikkatimi bile çekmedi. Bu sabah ve bütün hafta tek düşünebildiğim şey seninle konuşabilmekti,'' dedi.
''Özlemlerimizi, aramızda kalan mesafeleri o küçücük anla yerle bir etti. Fısıltısı kulaklarıma ulaştığında, onu aylar değil yüzyıllar boyunca bekleyebileceğimi hissettim. ''O Allah'ın cezası duygu için ülke değil, dünyamı bile değiştiririm, Lavin.''
''Aşık olmak için bir ömre ihtiyaç yoktur, bazen tek bir gün bile yeter.''
Reklam
''Manno, kalbimin diğer yarısı... Kalbinde var olmam için en ufak bir umut olduğu sürece ben buradayım. Dünya döndüğü ve ben nefes aldığım sürece sen kalbimin sahibi olacaksın...''
''Orada değildi emindim, bana vedasını etmişti. Hayatımdan sonsuza dek çıktığını söylemişti. Ama benim hayatımda kimin kalıcı olacağı onun vereceği bir karar değildi. Ermanno Renzo, her haliyle, kusurlarıyla, hatalarıyla benim biricik aşkımdı. Bu yolculuğa onu tekrar kazanmak için çıkıyordum. Kaybetmek için değil.
"... ama bana hiçbir söz vermemişken onu aylarca bekledim zaten, ... Şimdi ondan öylece vazgeçemem."
376 syf.
7/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Lavin, arkadaşlarıyla tatile Italya'ya giderler ve orada bir restoranta otururlar. Lavin restoranta ki fiyatlara sinirlenirken, orada oturanlardan biri de oma bakıp duruyordur. O kişi de Manno'dur, ve aynı gün içerisinde tekrar karşılaşırlar. Ve Manno'da Lavin'in son gününü onla geçirmesini ister. Tabi kabul eder ve güzel bir gün geçerirler, ondan sonra yolları ayrılır Lavin ona tekrar ulaşmak ister ama hiçbir şekilde ulaşamaz. Neyse sonra tekrar karşılaşırlar ama bu sefer İstanbulda, bakalım neler olacak.
Son Yıldız Sönene Kadar
Son Yıldız Sönene KadarT. Y. Mazer · Artemis Yayınları · 2020488 okunma
Aşık olmak için bir ömre ihtiyaç yoktur, bazen tek bir gün bile yeter.
419 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.